Showing posts with label Basketbol. Show all posts
Showing posts with label Basketbol. Show all posts

Friday, 17 August 2012

Yeni Başlangıçlar


Yeni bir iş, yeni bir ev, başlayan futbol ligleri ve yaklaşan mükemmel bir basketbol sezonu. Bu sene hepsinden fazlasıyla hikaye çıkacaktır; iş ve ev dahil.

Futbolda yaşanan spor dışı olaylar, bu sporun ülkedeki cazibesini azaltsa da ata sporu! denecek kadar kanımıza işlemiş durumda yerel rekabet. Van Persie'nin ManU'ya, Modriç'in Real Madrid'e gitmek üzere olduğu bir sezonda Avrupa ligleri de fazlasıyla keyifle izlenecek gibi görünüyor. PSG'nin akıttığı paralarla kurduğu kadronun dumanı hala tüterken içeride de Galatasaray son yılların en potansiyelli kadrosunu kurmuş görünüyor. Melo-Selçuk-Hamit-Amrabat dörtlüsünün oyun ve uyumunu merak ediyorum doğrusu.

Tüm bu giriş satırları sonrası yılın zor günlerine keyif katacak esas konudan bahsetmek gerek; Beko Basketbol Ligi ve yeni sezon kadroları. Ataman'ın ezber bozan devrimiyle geçen sezon Beşiktaş'ın yakaladığı başarılar, Ülker ve Efes'i uyandırmışa benziyor. 4 takım çok iddaalı kadrolarla sezona girmek üzere; Efes, FB, GS ve BJK. Ataman, Kunter ve Mahmuti'nin yerel rotasyona girdiği bu kulüplere Banvit'i de ekleyebiliriz. Ataman agresif tavrını GS'ye taşıyarak iddaalı kadro için sınırları zorluyor. Erman Kunter GS'nin son dakika golü yüzünden BJK ile anlaşıp rövanş almaya çalışacak ama oyuncularını, özellikle de Hawkins'i Ataman'a kaptırmanın önüne henüz geçemedi. Milangaz'ın biten desteği 3 kupalı takımı geri götürecektir. Bu takımlara baktığımızda GS'nin hoca seçimi sırasında piyasayı epey karıştırdığını söyleyebiliriz. Önce Mahmuti'yi sürüncemede bırakıp sonra Kunter'i oyalayıp Ataman'ı seçtiler. Bu iki kıymetli adamı ise iki Euroleague hakkı olan takım aldı. FB ise büyük isimlerin peşinden koşup Sphaija'nın halefini ararken İtalya dışında tecrübesi olmayan Pianigiani'de karar kıldı. İtalyan hoca da eski takımından yıldızlarla beraber FB'yi bir üst seviyeye taşımaya çalışacak.

Kadroların ana taşlarını inceleyelim biraz da. Efes önceki sene yaptığı yatırımı doğru adamla şekillendirmeye çalışacak. Vujacic ve Savanovic gibi iki yıldızı aynı takımda görmek bile büyük heyecan. Bunlara Semih, Farmar, Gordon ve Birkan'ı eklediler. BJK daha mütevazi bir kadroya sahip. Bonsu,  Arroyo ve Hawkins'i kaybetmek takımın yarısının kaybı demek aslında. Yeni gelen Tutku, Muratcan, Cevher, Cristopher ve Vidmar Kunter'in vizyonuna ne kadar uyacak göreceğiz. Serhat Çetin'in harika sezon sonrası hala takımda tutulması da başarı. Lakovic'i istemeyen Ataman ise Engin, Cenk, Ersin ile yerel rotasyonunu ayarlamayı seçti. Gordon, Macvan ve N'Dong ise kadronun ana taşları olacak gibi görünüyor. Furkan gelişimini, Hawkins formunu sürdürürse Efes'i BJK'den daha fazla zorlayacaklardır. Pianigiani ise McCalebb, Andersen, Sato ve Batiste ile nereye oynadığını çok net gösterdi. Bugünkü İlkan sürprizi ve Barış'ın gelişini de düşününce geçen seneki kabustan uyanacak gibi duruyor FB Ülker. Üstelik NBA'e gitmekten vazgeçen Bogdanovic doğru kullanılırsa kadro çok üst seviyede diyebiliriz.

Bu kadroları BBL'de görmek aslında bir rüya. Kısa süre önce hepsini sadece televizyondan izleyebildiğimiz bu adamlar bize güzel anlar yaşatacak. Belki de 3 takımla yer aldığımız Euroleague'de yukarılara çıkıp Messina'ya kafa tutarız kimbilir?

Thursday, 12 April 2012

Ne Gundu Ama!

Sabahin erken saatlerinde zorla uyanilan bir gundu. Kosturmaca, is ve sonrasinda erkenden ev. GS-FB erkek basket maciyla basladi. Sezonun istikrarli takimi GS Shipp'in yerini doldurmayi basarmis. Furkan mukemmel basladigi maci kariyer rekoruyla bitirdi. FB ise iyi basladigi ve Ukic ile yakaladigi momentumu 3. Ceyrekte kaybetti. Sonrasinda da maci. Sphaija bu sezon formsuz demek artik az kaciyor. Takim tepetaklak oldu. Vidmar hic oynamiyor. Tomas sakat. GS mac boyunca boyali alani o kadar iyi kullandi ki, ilk yarida macin dengeli gitmesine sasirmak lazim. Takim savunmasi ve yardimlasma ust seviyede. Liderlige yakisir bir oyun oynadilar. 12 sayi ciddi bir fark ve su an bence playoffun favorisi sari kirmizililar. Yine de Ender'in yok yere kendini yerde dondururken Mahmuti'nin sahaya girip zaten her daim delirmeye hazir tribunleri tahrik etmesi anlasilir gibi degil. Sonra eline mikrofonu alip anons yapmak sadece goz boyamak gibi geliyor bana. Bu da oyunun bir parcasi olmus artik sanirim.

Bu mac bitmeden baska bir sari kirmizi-sari lacivert mucadelesi basladi. Aykut Kocaman'in uyguladigi rotasyon maci 120 dakikadan da fazlaya goturdu. Amrabat Terim'e beni transfer et demenin en iyi yolunu ogrenmis. Calim atti, faul aldi, kart gostertti, kanatlari yipratti, gol atti ve sakatlandi. Troisi de iyilerdendi. Ziegler'in yetersizligi maci bir anda 0-2 yapti. Alex ve Emre'siz uretkenlikten uzak olan sari lacivertliler biraz da Kayseri'nin geri cekilmesiyle 90+3'te maci esitledi. Uzatma ve ardindan penaltilar. Yerde Omer Catkic stiliyle dakikalar calan kaleci Gokhan futbolun cilvesini tatmak zorunda kaldi. Sow iyi golcu. Hem golunu hem penaltisini atti. Evet Lugano ve Santos araniyor ama Niang ve Emenike aranmayacak gibi gorunuyor. Kupadaki makus talihini son anda ters koseye yatiran FB bakalim sonunu getirebilecek mi?

Uzatmalarla bitmek bilmeyen mac Bundesliga'daki buyuk maci kacirtti. Robben'in 1-0 maglupken kacirdigi penalti 77'de one gecen Dortmund'u sampiyonluga cok yaklastirdi. Haftalardir puan kaybeden sari siyahli ekip Bayern'i ecel terleri dokerek yenip farki acmayi basarmis.

Ve son mac. Ve Ronaldo. Vicente Calderon'daki Madrid derbisi Portekizli'nin fuzesiyle basladi. Yaprak dususu ve Courtois'nin topu aglarda gormesi. Mukemmel bir goldu. Arda'nin iyi oyunu ve hirsi gorulmeye degerdi. Macin dengelendigi anlarda Falcao sut gibi bir kafayla Casillas'i maglup etti ve tribunler yikildi. Ama sahneye tekrar cikan uyuz Ronaldo ceza sahasinin sol disindan yine bir fuze yolladi. Ve arkasi corap sokugu gibi geldi. Higuain'in dusurulmesiyle kazanilan penalti ve hat-trick. Sonra da muthis yedek Callejon girip son civiyi cakti Atletico'nun tabutuna.

Tam gece bitti derken ManU'nun maglup, City'nin galip geldigi haberi! Yeter, bugunluk sanirim yeter...

Friday, 21 January 2011

Naumoski’ye Selam

jasi Tecrübe böyle birşey. Maçın en kritik anında el yakan topta 3’lüğü atmak tecrübe. O 3’ü atacak adamı da doğru rotasyonla o anda sahada tutmak bambaşka bir tecrübe. Atan Jasikevicius, tutan Spahija. TOP16 öncesi ara transferde kritik yere böyle adam almak büyük iş. Aslında Olympiacos maçı deplasmandaki Barcelona maçına çok benzer seyretti. İlk iki çeyrek dengeli, 3. çeyrekte sallanan maç son çeyrekte yine muazzam oyunla galibiyeti getirdi. Ukic ve Tomas maçı sürükledi ve sonunda eleştirmek için fırsat kovaladığımız May, Ömer ve Jasikevicius maçı bitirdi. Kaya Peker’in teknik faulü geleneksel Yunan deplasmanına giden Türk takımını bitirirdi ama mevcut FB Ülker takımı oldukça diri. Geri dönebiliyorlar. Gerektiği yerde maçı koparabiliyorlar. Seri yakalayabiliyorlar. Yıldızlar kenardayken bench çok iyi iş çıkarıyor. Emir bile silkelenip maça damgasını vurdu. Kötü oynayan oyuncu neredeyse yoktu. Teodosic’i sahadan yine sildik. Turnuvanın favorilerinden birini daha kendi evinde, üstelik Barcelona’ya yaptıkları gibi serisini bitirerek, yenilgiyi tattırdı sarı lacivertliler. Naumoski’li Efes Pilsen’den bu yana takım savunması bu kadar can sıkan bir takım daha izlemedim. Bu galibiyet belki de Final 4 demek. Şimdi keyifle Madrid derbisine göz atalım…

olimpiakos_fb_200111

Tuesday, 4 January 2011

Euroleague Gruplar

jasikisaras E GRUBU
1- PANATHINAIKOS
2- CAJA LABORAL
3- UNIJACA MALAGA
4- LIETUVOS RYTAS

F GRUBU
1- MACCABI ELECTRA
2- UNION OLIMPIJA
3- BARCELONA
4- LOTTOMATICA ROMA

G GRUBU
1- MONTAPASCHI SIENA
2- REAL MADRID
3- EFES PİLSEN
4- PARTIZAN

H GRUBU
1- OLYMPIAKOS
2- FENERBAHÇE ÜLKER
3- ZALGIRIS KAUNAS
4- VALENCIA

Thursday, 30 December 2010

Taş Adam

spahija1 Hocayı seviyorum. İşini iyi yapıyor, disiplinli ve karizmatik. Dünkü GS mağlubiyeti sonrası yaptığı açıklamaların ardından daha da çok sevdim. Yürüyedur Neven Spahija…

taşadam

“Maçın en önemli noktalarından biri Ömer'e çalınan faul ve bana çalınan haklı teknik fauldü. Pınar Karşıyaka maçında da benzer şeyler oldu. Ama en büyük fark Pınar Karşıyaka maçında çok iyi oynadık, ama bu maçı kazanmayı hak etmedik. Oktay Mahmuti ve Galatasaray'ı tebrik ediyorum.”

Thursday, 10 December 2009

Ayhan Şahenk'te Kaybetmek

Potaları sert. Ona yordum. Gitmek isteyip de gidemediğim maçlardan biriydi. İşe yakın, eve yakın, Ayhan Şahenk. Küçük salon, nasılsa az seyirci diye heyecan vardı içimde. Bitmek bilmeyen 2009 bir cenaze daha getirdi, gidemedim. Takım kötü, Mirsad'sızlık çözülür şey ama Ömer Onan kilit adam. Onun yokluğunu kaldıramamış takım. Giricek'ten 2 senedir verim alamayan Tanjeviç artık uzatmaları oynuyor. Preldziç eline geleni sallıyor, niyeyse? Büyük saygım var kurt koça. Ama artık zaman geldi. 3 yetenekli genç Türk uzunundan 1 üst düzey adam çıkaramamak, üstelik gençleri yetiştirmekle övünürken, kabul edilir değil. İstifaya davet edenleri hep yadırgadım. Bu kadar kariyerli bir adam daha gelmez dedim. Ama artık pozitif katkısı olmuyor, sadece taraftar değil, takım da artık ona inanmıyor. Geçen sezon final oynayan Olympiakos'un guardı Greer takımda, Solomon sonrası skoru yüklenmesini beklemek bence yanlış, kapasitesi ortada. Kinsey bir önceki gelişindeki gibi değil. Formsuzluk bu kadar uzun süren birşey değildir basketbolda. Belki bu gruptan çıkılacak ama bu sezonun her kulvarda sonu hüzün gibi görünüyor. Bu bütçelere yazık oluyor, bir daha bu fırsatlar kulübün eline geçmeyebilir.

Wednesday, 28 October 2009

Who's Better?

NBA başladı. Potansiyel final belli; LAL vs Boston. Boston ilk maçta Cleveland'ı evinde yenerken LAL Clippers'ı rahat geçti. Muhtemel finalde ilk beşlere bakmak lazım. Hangisi daha iyi tartışılır.

LA : Fisher-Artest-Kobe-Gasol-Bynum (Lamar)
Boston : Rondo-Allen-Pierce-Rasheed-Garnett

Thursday, 22 October 2009

Rubio

Onu canlı izlemek büyük keyifti. 19 yaşında bu kadar büyük bir yetenek uzun zamandır görmemiştim. Euroleague'de bu kadar rahat oynayan, Solomon'u rahat rahat geçen, asist-sayı-ribaund yapan genç Rubio NBA'e gitmeyerek büyük bir olgunluk göstermiş diye düşünüyorum. Isınırken bile şut yüzdesi %75 civarındaydı. Çok vurdumduymaz görünmesine rağmen o kadar süratli bir giriş yaptı ki, FB karşısında duracak gücü bulamadı. Zaten maçta FB'nin şansı olmadığı açıktı, Solomon'un 3 sayı denemeleri dışında herhangi bir varlık gösteremediler, formsuz oldukları çok açık. Tanjeviç bile maçı erkenden bıraktı. Keyifli bir maç değildi ama Rubio ve asistlerini, hareketlerini izlemek büyük keyifti. O yaşta bu kadar iyi bir oyun görüşü, esneklik, atletiklik hatta savunma o gencecik adama hediye edilmiş. Tekrar izleme şansım olur mu bilmiyorum ama fırsatınız olursa kaçırmayın derim.

Wednesday, 30 September 2009

Lamar for MVP

Khloe Kardashian - Lamar Odom; evlendiler.

Tuesday, 29 September 2009

Tartışılır

"Carter'ı Hido'ya tercih ettik."

Orlando Magic Genel Menajeri Otis Smith, Vince Carter transferinin bilinçli yapıldığını söyledi.

Bence bu tercihleri epey tartışılır. Carter 2 yaş büyük Hedo'dan, 32 yaşında. Kariyeri bitmek üzere. Sakatlıklar, hiçbir zaman üst düzey şampiyonluğa oynamış bir takımın parçası olmayışı bence eksileri. Evet Hedo'dan daha iyi smaç yapıyor. Ama takım savunmasında Avrupa menşeili olanların artısı asla göz ardı edilemez. Eski bir süperstarı belki de sezonun en fazla gelişme gösteren - olgunlaşan (30 yaşında)ve play-off performansı sezondan daha iyi olan bir adama tercih etmek. Bence hata yaptılar. Hedo'nun ülkesinden olduğum için değil, basketbolsever olarak bunu düşünüyorum.

Thursday, 17 September 2009

Sıkıcı Gece

Son saniyede kaçan 3'lük belki de müthiş başladığımız turnuvanın bizim için çeyrek finalde bitmesi anlamına geliyordu. Yunanistan çok güçlü bir ekip ve tecrübeleri zor maçları daha iyi oynamalarına yetiyor. 2005'in şampiyonları. Kötü başladığımız maçta iyi geri geldik. Slovenya inanılmaz 3 sayılar buldu. Ekstra katkı yapan eski Kolejli Jagodnik bile 11 sayı attı. Lakovic her sağa stop jump shotı 3 sayıya çevirdi, önlem alamadık. Geri döndüğümüzde çok geçti ama maç son saniyede yine de bize geldi. Harika bir son hücum maalesef sayı olmadı ve 2 sayıyla ilk kez yenildik. Hırvatistan ile karşılaşsak belki kağıt üzerinde daha çok şansımız olacaktı. Yunanistan sonrası Fransa-İspanya galibiyle oynayacağız turu geçersek. Zor yol, ama neden olmasın. Hidayet'in oyuna girmesi ve uzunlarımızın daha etkili oynaması şart.

Tuesday, 15 September 2009

Daha Ne Yapalım!

Bunu da başardık, Sırpları da parkeye gömdük. İyi oynamadığımız, yıldızımızın söndüğü, serbest atış yüzdemizin süründüğü bir maçta uzatmaya gittik, üstelik hakem kararıyla maç uzadı, Hedo bir salise önce dokunsa maçı normal süre sonunda kazanıyorduk. Uzatmada rakibe sayı attırmadık, mucize gibi. Elemeler dahil 11 maçtır namağlup bir takım yaratmak kolay değil. Kimse ne Mehmet Okur'dan ne de Kaya Peker'den bahsetmiyor. Çünkü Ömer-Semih-Oğuz rakiplere kan kusturuyor. Kerem Tunçeri olgunluğunu ve Avrupa tecrübesini sahaya yansıttıkça takım ileri gidiyor, onu bile sevebilirim. Sırada Slovenya var, en zor maçımız olacak, çünkü çok fazla yıprandık. Kağıt üzerinde 2. turdaki en zayıf rakibimiz ama Lakovic, Lorbek ve Brezec oldukça etkili adamlar. Onlar rahat Polonya galibiyeti üzerine bize daha diri gelecekler. Hedo'yu dinlendirip rotasyonla çeyrek finale hazırlanmak lazım, bu kadar galibiyet çeyrek finalde anlamlı bir galibiyetle madalya şansına dönüşmeli. Çünkü tarihimizde hiç bu kadar iyi olmadık.

Tuesday, 8 September 2009

Ender Arslan

Heyecanla oturduk televizyonun karşısına. İyi de başladık maça. Bu kadar sert savunma yaptığımıza uzun zamandır şahit olmamıştım. Hedo ve Ersan aldı götürdü skoru. Müthiş serbest atış yüzdemiz duygulandırdı. Senelerce kritik atışları kaçıra kaçıra öğrendik. 1 maçla sınırlı kalmazsa aşama kaydettiğimizin belgesidir. Ender 9/10, Hedo 5/6 attı. Yıldızımız bence Ender'di. Onun müthiş yetenekli olduğunu ancak hiçbir zaman gerçek bir patlama yapamadığını düşünüyorum. Tony Parker olamamasının sebebi belki de sertlik eksikliği. Çok benzetiyorum stillerini ama Parker çok daha cesur ve dirençli. Uzun rotasyonumuza rağmen çok verimli olamadık pota altında. İyi şut attık, Kleiza'yı durdurduk, Lavrinovic'e uyuz olduk, her pozisyona itiraz etmelerine fitil olduk, Murat abinin hakemlere giydirmesine güldük, ve maçı kazandık. Kazanınca sular duruluyor, rakip susup gidiyor. Sırada Bulgaristan ve Polonya var. 3'te 3 ile 2. gruba gidersek, çok büyük şansımız var. Üstelik İspanya kötü, diğerlerine daha dengiz. Bu gece rahat ve dinlenerek kazanmalıyız, Bulgaristan rakip olamamalı.

Monday, 7 September 2009

Devler

Sıkıştırılmış program Avrupa Basketbol Şampiyonası bu akşam başlıyor. 7-20 Eylül. Zımba gibi bir maçla, Litvanya'yla başlıyoruz. Onlar kağıt üzerinde eksik, Siskauskas, Jasikevicius yok. Bizde Kaya, Mehmet, Kerem Gönlüm yok. Hazırlık maçında İspanya'yı paramparça ettikleri için biraz korku salmış durumdalar kalplerimize. Onlarla turnuvalara başlamak adet oldu, iyi başlarsak iyi gidebilir. Nereye kadar gideceğimiz meçhul, iyi takımlar var. Hidayet'e güveniyoruz, genç uzun rotasyonumuz da iyi, Ersan etkili ama iyi bir şutörümüz yok. Savaşarak kazanmalıyız. Futboldan daha elit bulmuşumdur her zaman bu oyunu, ne de olsa salon oyunu...

Sunday, 2 August 2009

Lamar

Herkes onu takımında görmek istiyordu. Kobe açıklama yapıp bence bizimle kalmalı deyince Jerry Buss kırmadı, gitti aldı getirdi yeni sözleşmeyi. Ron Artest ile çocukluk arkadaşı olmaları ne kadar kıymetli bir detaydır, tartışılır. Ama Odom'u kaybetmek Lakers'dan çok şey götürürdü. Takımda kalması en azından konferans finali garantisidir. Artest Ariza kadar oynamaz diyenlere şaşarım, Rasheed ile finalde kavga edip olayı bitirir.

Wednesday, 15 July 2009

Efes Pilsen

Bostjan Nachbar - Igor Rakoçeviç. Sağlam ikili. Efes, Türk basketbolunu alıp sürüklediği yıllardaki hırsıyla takımını kuruyor, üstelik hedefleri Avrupa'da Final4 ötesi. Nachbar'a çok şaşırmadım ama Rakoçeviç EL 09'un en iyi beşinde yer alan bir adam. Üstelik sayı kralı. Tau'nun son 3 seneki yıldızı. Heyecan verici.
Bu arada Lamar LA'de sıkıntı yaratıyor. Takımdan ayrılacağı konuşuluyor. Ariza ve Lamar'ı kaybeden Lakers Rasheed'li Boston'a dayanmak için bir şeyler üretmeli.

Friday, 10 July 2009

Hedo

Orlando'nun lüks vergisi ödememesi anlaşılabilir ama en kilit oyuncularını kaybetmeyi göze alıp vites küçültmeleri ilginç. Seneye final oynayabileceklerini sanmıyorum, evet, Hedo bu kadar fark yaratıyordu o kadroda. Toronto iyi bir fırsat yakaladı ve kullandı. Portland'a gitse yazık olacaktı, kimse yok takımda. Burada Chris Bosh var en azından. Hedo da belki final göremez bu sene ama 50 milyon dolar onun için daha önemli görünüyor, herkes mutlu sonuçta. Vince onun yerini dolduramaz demek hoşuma gidiyor.

Tuesday, 7 July 2009

NBA

Kafam karıştı biraz. Aşağıdakiler toparlayabildiklerim. Kim ne yapmaya çalışıyor göreceğiz ama Artest serserilik yapmaz da savunma yaparsa Phil Jackson 10 parmağından birine 2 yüzük takmak zorunda kalabilir. Odom
  • Shaq - Cleveland
  • Artest - LA
  • Rasheed - Boston
  • Haislip - San Antonio
  • Ariza - Houston
  • Vince - Orlando
  • Jefferson - San Antonio
  • İlyasova - Milwaukee