Sunday, 24 August 2008

Kop Kop Kop!

M'boro önüne geleni hırpalamaya başladı PL'de. L'pool deplasmanında çok iyi maç çıkarmalarına ve Mido'nun güzel golüyle öne geçmelerine rağmen Gerrard'ın son dakika golüne engel olamayıp maçı kaybettiler. Geçen sene Rafa'nın en büyük şikayeti Anfield'da çok puan kaybetmeleriydi. Gerrard'ın golü sonrası tribünleri banttan da olsa izlemek keyif vericiydi. L'pool PL'e hasret ve taraftarlar bu seneden umutlu. İlk 2 maçı kazanmak da bir ışık. Bu tribünü bir de Dortmund'da görmek mümkün. Ligdeki iddaası ne olursa olsun Avrupa'nın en yüksek seyirci sayısını çeken kulübü Dortmund Münih'e sezonun 2. maçında 2. beraberliğini yaşatırken gol sonrası kameranın sallanması heyecan veriyor. Diğer heyecan verici nokta ise Tuncay'ın Mido'nun ortasına yaptığı inanılmaz bilek hareketi ve çalımı sonrası Carragher'ı şaşkına çevirip geçmesi, tabii ki kaçırdı golü sonrasında. Özetlerde mutlaka izleyin. Ntvspor.net'te tüm goller mevcut. Cisse'nin ilk maçında Tottenham'ı yıkan golü attığını da ekleyelim.

Kezman Sendromu

Kadro SMS'i geldiğinde deplasman için anlamlı bir oyuncu topluluğu diye düşünmüştüm. Tabii kağıt üzerinde göründüğü kadar kolay olmuyor işler. Maldonado ve Emre, önlerinde Alex, zavallı Semih yedek, Guiza daha da ileride. Aslında burada Maldonado'nun Deivid gibi çıkış yapma ihtimali sinyallerinden, Guiza'nın Kezman gibi cömert gol fırsatlarını ya da etkinliğini harcamasından, Semih'in yedek kalışından, takımın üretken olamayışına kadar birçok şey yazılabilir. Bence bir değişiklik yapma ve Gaziantep'i yazma zamanı. Yeni transferlerin hepsi çok iyi oynadılar. Savunmada Deumi önce Guiza'yı sonra da Semih'i sahadan sildi. Bu maça tüm takımın iyi hazırlandığı belli ama Tabata'ya özellikle değinmek gerek. Alex'i arayıp referans aldıktan sonra Antep ile anlaşan Brezilyalı oyuncu Diegovari stiliyle çok etkileyiciydi. Golünü de çok güzel attı. GS Lincoln yerine onu önümüzdeki sene için düşünmeli. Nurullah Sağlam takımını İtalya'da çok iyi hazırlamış. Bu sene çok güzel maçlar çıkaracak gibi göründüler. Kemal'in de bu takımda kalması onları bir seviye ileri götürürmüş, ama FB'yi yenmeleri için bu kadro yeterli oldu. Çünkü FB'nin Emre ve Alex dışında maçı almaya çalışan ayağı hiç yoktu. Burak ve Guiza'nın yere bu kadar kolay düşmesi anlamlı.

Saturday, 23 August 2008

Sheva Is Back!

Burada güzeldi, o kadar dedikodunun ardından geri döndü. Kaka - Ronaldinho - Sheva. Biraz Ronaldinho - Eto'o - Messi tadında oldu. Ama fark şu ki İtalya'da oynayacaklar ve fantazinin cevabı tekmedir, geçen sezon pek oynamayan 2 transfer kolay sakatlanmaz ise Mourinho'nun işi iş demektir.

Thursday, 21 August 2008

Usain

Pekin çok ilgimi çekmiyor aslında. Phelps, erkekler basketbol maçları, ve nihayetinde Usain'den ibaret. 22 yaşındaki Jamaikalı bütün rekorları alt üst ederken tavırlarıyla da ilgi çekiyor. Guiza'ya benzer bir hareket yapınca baya güldük 200 metre finali öncesi. Sonra yarış başlayınca ağzımız açık izledik. Bu sefer 100 metredeki kadar rahat bitirmedi ve rekor için sonuna kadar zorladı. 100 metreyi geliştireceğini herkes gibi o da çok iyi biliyor. Mütevazi adamlar yerine artık Cristiano Ronaldo gibi şımarık küstah tipleri herkes daha çok seviyor. Arasına metreler koyup yarışı bitirince daha da çok ... İnsan değil diye açıklama yapanlar var, aklıma Recep İvedik geliyor, ve repliği : Bunlar da insansa ben de ... Amaç farklı, anlam aynı.

Vidic About Silvestre

The French defender ended a nine-year stint at Old Trafford by signing a two-year contract with the Gunners. And while Vidic understand's his friend's decision to seek more regular first team football, he is still reeling from the news. He said: “It surprised me. In fact I think it has come as a surprise to everyone. It is not often a player leaves one big club to go to another like Arsenal or Liverpool. It does not tend to happen. But Mikael did not play much last year and I think he just wanted to go somewhere where he would, so in that sense I am happy for him. He has been here a long time and he still deserves to play at the highest level. Mikael has given so much to this club. I am just surprised he is going to Arsenal. But he has made the choice.”

Dünkü çocuk diyesim var Vidic'e ama çifte kupa aldı, susuyorum artist tavırlarına. Ne Arsenal ne Wenger 2. sınıf değil. Zaten lig o kadar üst düzey ki, illa döneceğim diye Cissé bile Sunderland ile kiralık anlaştı.

Devrim

Aziz Yıldırım'ın açıklamasına göre kulüp başkan ve yöneticileri maçtan önce ve sonra açıklama yapmayacak, ortamı germeyecekmiş bu sezon. Tahkim karar ve uyarılarına saygı duyacaklarını, resmi olarak girişimlerde bulunacaklarını belirtiyor kulüplerin. Böyle şeylerin telaffuz edilmesi bile çok güzel geliyor kulağa. İhtiyacı olan bu sporun, özellikle de futbolumuzun. Anlamsız sürtüşme ve gerginliklerin olmaması. LigTV ve TRT de bu konuda hassasiyet göstereceklerini ve gerginlik yaratacak söz ve açıklamaları ekrana getirmeyeceklerini açıkladılar. Bu açılımı merakla ve mutlulukla izliyorum. Kulüpler Birliği böyle bir konuda adım atarsa kuruluşu ilk defa anlam kazanacak.

Photos That I Like


Hazırlık Maçları

Türkiye'nin Şili maçı Euro2008 sonrası hiç izlenesi değildi. Zaplarken takıldım ekrana. Semih Alex'in yerine pasları atıyordu. Uğur sol bek. Ayhan uzun zamandır görmediğim kadar kötü. Halil küskünlüğü bırakıp gol atıyor, asist Nuri Şahin'den. Aman neyse diyip İngiltere-Çek maçına geçiyorum. Biz bu Çekleri nasıl yendik diye düşünürken İngilizlerin bir türlü kuramadıkları oyunda bu kadar yıldızla bu işi becerememelerine şaşırıyorum. Lampard - Gerard - Barry ve daha niceleri. Tuhaf. Capello bile zor durumda. Jankulovski'nin müthiş frikiğine cevap ancak 90+'da geliyor kör bir karambolden. 2-2'lik bir maç, ama öbür tarafta İspanya'yı izlemek varmış. Bosque'nin 10 numarası Diego Capel. Goller birbirinden güzel, Xabi ve Xavi muhteşem goller atıyorlar. İtalya 0-2'den geri geliyor 2-2. Değmez bile konuşmaya. Fransa İsveç'i 2-3 yenmiş, Almanya da Belçika'yı. Sıkıcı, Usain koşsa da kopsak ...

Tuesday, 19 August 2008

Gira Köyümüze Hoşgelmiş!

İlk başta pek inanamadım. NBA'den Rusya ve Yunanistan'a yıldız akını başladı, evet ama TBL'e uğrayacağını düşünmemiştim. Efes, GS ve Telekom çok iyi kadrolar kurdular. İyi oyuncular geldi. FB ise flaş bir transferle Solomon'un gidişini unutturacağa benziyor. Pheonix'in Hırvat yıldızı Gordon Giricek 1+1 yıllığına sarı lacivert forma ile oynayacak. Seyirci sayısını biraz arttıracaktır. En iyisi gidip kombinemizi alalım, TBL bu sene eğlenceli olacak!

Cibona Zagreb (1993–2001)
CSKA Moscow (2001–2002)
Memphis Grizzlies (2002–2003)
Orlando Magic (2003–2004)
Utah Jazz (2004–2007)
Philadelphia 76ers (2007–2008)
Phoenix Suns (2008)

Le Parisien

Révélé au PSV Eindhoven, club avec lequel il a inscrit 105 buts en 122 matches de championnat néerlandais, entre 2000 et 2004. Après une saison décevante à Chelsea, il a ensuite rebondi à l'Atletico Madrid, où il a inscrit 8 buts en 30 matches de championnat, avant de rejoindre Fenerbahçe en 2006. Âgé de 29 ans, Kezman compte quatre titres de champion (un de Serbie, deux des Pays-Bas et un d'Angleterre). Paul Le Guen, son nouveau coach, a accueilli sa venu avec «plaisir». «C'est un joueur que je connais bien, que je suis depuis longtemps. C'est une vraie pointe et j'essaierai de l'intégrer dans son registre» a-t-il ajouté. L'Equipe ...

Nedense Türkiye'de FB ile kazandığı şampiyonluklar sayılmamış. Bu Fransızlar bizi sallamıyor. Onları kim sallasın ki?

Pizarro

Bayern sonrası soluğu İngiltere'de alan 2 Güney Amerikalı forvetten biri olan Pizarro, Santa Cruz'un aksine Chelsea gibi üst seviyedeki bir takımla anlaşma fırsatı bulmuştu. Ama neredeyse hiç oynayamadan Avrupa'ya ilk adımını attığı kulübe geri döndü. Werder Bremen 1 yıllığına Pizarro'yu kiraladı. Bundesliga için güzel haber. Bayern maçında tribünleri izlemek ilginç olacak.

Monday, 18 August 2008

Über Kupa

Neden Almanya'da oynandığını anlamadığım yerli Süper Kupa'mızın bu seneki sahibi Harry Kewell, pardon GS. Maça girip kafa golünü atması ve Nonda'ya asist yapması çok uzun sürmedi. Hasan Şaş'ın bu sene yine çıkış yapma zamanı gelmiş belli ki. Sağa sola sürükleyip durdu Kayserilileri. Bu maç için söylenecek şey Skibbe'nin daha doğru bir kadro kurduğu olacaktır. Stoper sayısı azalmıştı. Mehmet Topuz'un Kayseri sevgisinden ise bahsetmek istemiyorum. Mehmet Demirkol'un Skibbe - Saftig benzetmesinden de ...

Premier

İlk maçlar yapıldı, takımlar yavaş yavaş ısınıyor. Nasri ilk golünü atıp Arsenal'e galibiyeti getirdi. Torres kaldığı yerden devam ediyor. Aston Villa güçlü olduğunu gösterdi. Chelsea ve Scolari ise 4-0 ile net bir sonuç aldı. Buna karşın forvet sorunu yaşayan Man U takıldı. Martins'e kafayla gol attırma becerisi gösterdiler, savunma hala tatilde. Diğer hayal kırıklığı da Tottenham. M'boro'ya 2-1 yenildiler, Berbatov kenardaydı, Chimbonda ve Kaboul gibi adamları bile çok aradılar savunmada. Ramos ilk maçta mutsuz ayrıldı. Ligle beraber Capello'da işe başladı. Çek hazırlık maçı için kadrosunu açıkladı. Heskey geri döndü.

Hart, James, Robinson, Bridge, Cole, Ferdinand, Upson, Johnson, Terry, Brown, Woodgate, Barry, Lampard, Gerrard, Beckham, Carrick, Cole, Bentley, Downing, Walcott, Rooney, Heskey, Defoe.

Berlusconi Cup

Milan'ın sahibi, İtalya Başbakanı, medya patronu olunca insan babası adına düzenlediği kupada Milan - Juve maçı oynatabiliyor. Gerçi Juve yerine Inter bilerek mi gelmedi anlamadım. İki takımdan daha önemli eksikleri olan Milan'dı. Ama Seedorf hala Milan'da. Öyle 2 asist yaptı ki, Juve'nin Poulsen - Sissoko hattı bile mutsuz oldu. Juve'nin sorunu yaratıcı, hücuma dönük orta saha oyuncusu eksikliği. Takım tamamen defansif. Hala Del Piero ve Nedved'e bakıyor hücum organizasyonları. Amauri'yi besleyecek kimse yok. Jankulovski'nin golünde kalede Buffon olsa gol olmayacağını herkes biliyor ama Ambrosini'nin geri dönüşüne kimse laf edemez. Oyunun her iki yönünü öyle güzel oynadı ki, Pirlo bile kendini sıkmadı bu maçta. Aynı takımda Pirlo - Ambrosini - Gattuso biraz hileli değil mi?

21' [1 - 0] M. Jankulovski
25' [2 - 0] M. Ambrosini
52' [3 - 0] F. Inzaghi
70' [3 - 1] C. Pasquato
79' [4 - 1] M. Ambrosini

Ruud Van

Kimi futbolcuları sevmezsiniz. Sevemezsiniz. Ama hep üst düzey liglerde ve takımlarda tercih edilirler. Peki bu adam bir de Hollandalı ise işte o zaman işler karışır. Yeteneksiz bir adam Portakallar'ın ilk 11'ine asla giremez. Ruud Van da böyle bir adam. Manchester ve Madrid'de sayısız gol atmayı başarmış, estetikten uzak modern bir striker. Dün akşam İspanya Süper Kupası'nda Valencia Mestalla'da Madrid'i ağırlarken takıldı aklıma. Villa, Silva, Joaquin, Mata, Vicente gibi adamlara karşı çok zayıf bir kadro vardı karşıda. Van der Vaart tek yaratıcı oyuncuydu. Nitekim oyunda da bu hissedildi. Valencia zorlamaya başlamıştı ki, sağ çaprazdan kimse beklemiyorken, çünkü pozisyon bile yoktu, Nistelrooy abanıverdi. Hildebrand yatana kadar top ağlardaydı. Bu adamı Ferguson bu yüzden çok tutmuştu, Berbatov'u da bu yüzden istiyor. Sonra hakeden golleri sıraladı, güzel bir maç oldu, sezon öncesi daha iyisini bulamazdım. 3-2 alsa da Valencia, Nistelrooy'un 2 golü ve 2. gol öncesi Robben'in asisti Madrid'in kupayı evinde alacağı izlenimi bıraktı bende. Hollanda nasıl elendi ki?

Friday, 15 August 2008

4-0

Ön elemenin güçlü ekipleri rahat maçlar çıkardılar çarşamba günü. Barça ve Juve 4-0 ile geçti rakiplerini. Analize değer çok şey yok ama çok güzel goller var. Henry'nin bu sene Arsenal günlerine dönüş yapabileceği işaretleri vardı . Geçen sene şikayet ettiği bitirici yeteneğini kaybetme korkusu artık sona ermek üzere. Eto'o'nun da kalmasıyla Barça daha takım görüntüsüne oturabilecek bir kadroyu yakaladı. Diğer 4-0 ise Juve'den geldi. Maça dair tek güzel şey Del Piero'nun inanılmaz golü. İzlemek isteyenler için yeni bir site keşfi; tribuntv.com ...

Henry

Del Piero

Thursday, 14 August 2008

Packed and Loaded

Haftalık 151.000 sterlin! Home sweet home! Lampard 5 sene daha Chelsea'de.

Skibbe 2-2 Aragones

ardula

bukres

golllll

GS ile başlamak gerek. Kadro açıklandığında mecburiyet mi yoksa Feldkampvarilik mi bilemeden tedirgin gözlerle girdi herkes maça. 2 Emre + Meira + Servet olmak üzere 5 stoperden kurulmaya çalışılan defansif omurga. Meira'nın ön libero oynaması ya da E. Güngör'ün sağ bek olması değil sorun. Lincoln'ün bezgin ve yumuşak oyunu da. İlk ciddi maçın CL ön elemesi olması ve rakibin hiç de yabana atılmayacak bir takım olması esas sorun, maç içinde ne kadar sert olduklarını gördük. Ayhan ve Sabri'nin kenarda beklemesi sakatlık sebebiyle değilse GS geçen sezon yaşadığı kabusları bu sene de görmeye başlayabilir. Aykut'un hatasıyla yenen golden sonra gelen 2. gol ilk 15 dakikada GS'nin CL umutlarını tüketti. Steaua ile Romanya'da yapılacak maçta hata yapma lüksü yok sarı kırmızılı takımın. Geri dönüşün güzel olduğunu Euro2008'den biliyoruz ama CL'de evinizdeki maçları kazanmak zorundasınız. Arda, Servet ve Nonda'nın çabaları karşısında aslında geçen sezonlarda hiç de küçümsenmemesi gereken bir Avrupa kupa tecrübesi edinmiş Romen takımı karşısında ancak beraberlik geldi. Radoi, Nicolita, Bernhardt (spiker ona hep Arthur dese de, bu adam maçı Moreno ile birlikte domine etti!) ve Moreno teknik kapasitesi yüksek futbolcular ve bunu deplasmanda gösterebilecek kadar üst düzey oynuyorlar. Topal'ın formsuz ya da yorgun oluşu takımın defansif gücünü yarı yarıya azaltmış durumda. Bükreş'te GS'nin iyi oyunun yanı sıra şansa da ihtiyacı var.

salugur

carloso

guizaaa

Gelelim 2. maça. D-Smart'ta olması yeterince sıkıntı veren maç, geçen senenin çeyrek finalisti deplasmanda ilk 15 dakikada 2 gol yiyip, 3.sü ofsaytten iptal edilen bir gol daha görünce kalesinde iyice buhran halini aldı. Partizan maçı 4-0 yapıp turu geçmiş olarak İstanbul'a gelebilirdi. Sonra oyun dengelendi ve 2-2 oldu ama sonlarda 2 takımda galip gelebilecek pozisyonlar yakaladı. Sorun bence FB orta sahasının Uğur - Alex - Kazım'dan kuruluyor olması. Arkalarında Selçuk, önlerinde Semih ve Guiza. Defansif anlamda çok çok zayıf bir yapı. Geçen sene Aurelionun oynadığı yerde Alex'i görmek umutsuzluk sebebi. Alex orada oynayamaz, çok açık. Orada oynadığı sürece asist ve gol rakamları azalacak, yıpranacak ve sakatlanacaktır. Emre Belözoğlu mutlaka oynamalı ve hatta Maldonado da. Selçuk bu düzeydeki maçlar için bile çok hata yapan iyi bir yedek ancak. Üzülerek görüyorum ki Semih yedek kalacak, çünkü Emre takıma girecek ve Alex Guiza ile ileride oynarsa takım daha verimli olacak. Uğur ve Kazım'ın bu maçlarda ellerine geçen şansları rezil etmelerinden bahsetmek bile yersiz. Yine de kabus gibi bir maç için 2-2 iyi bir sonuç. Carlos'un futbolu ve tecrübesi bu maçta tat verirken Volkan rezalet bir başlangıç yaparak her topa boşa çıktı ve kaleye transfer isteyenlere meydanı açıverdi. FB 2. maçta Partizan'ı bu kadroyla bile yenebilir. Ama grup maçlarında Deniz - Aurelio tandemini Deniz / Maldonado - Emre ile kurmak gerek. Aragones'in bunu yapmayacağı ve heyecan yaşanacağı kesin. Skibbe ile yarışırlar.

Wednesday, 13 August 2008

The Caos Begins!

Sat 16th August 2008

Arsenal - WBA
Bolton - Stoke City
Everton - Blackburn
Hull City - Fulham
Middlesbrough - Tottenham
West Ham Utd - Wigan Athletic
Sunderland - Liverpool

Sun 17th August 2008

Chelsea - Portsmouth
Aston Villa - Manchester City
Man Utd - Newcastle

Monday, 11 August 2008

Roma'yı Yakarım

Roma İngiltere'ye eksik kadroyla gitmenin bedelini pahalı ödedi. Tottenham'ın başarıya aç ayakları 5-0 ile cezalandırdı İtalyanları. Robbie Keane gittikten sonra Ramos'un kime güvendiği de belli oldu. Bent her maç golle buluşuyor. Berbatov'un ekürisi olacağı kesin.

David Bentley (3)
Darren Bent (4)
David Bentley (45)
Aaron Lennon (50)
Darren Bent (54)

Fergie Henry'nin Peşinde

Tottenham Berbatov için işi yokuşa sürünce maliyet 30 milyon sterlini geçti. Ramos Bulgar oyuncuyu satmak istemiyor. Ferguson da daha ucuza başka bir adam buldu : Henry! 20 milyona bu işi bitirebilecekleri söyleniyor. Wenger'e karşı Emirates'e çıkarsa o tribünde olmak istiyorum!

Le Roi

Lyon kaldığı yerden devam ediyor. 3-0 ile geçtiler Toulouse'u. Monaco PSG'yi yenerek Kezman ihtiyacını arttırdı Parisien ekibin. Bordeaux 0-1'den geri geldi, Caen'i evinde 2-1 ile yenmeyi başardı. 1 gol Gourcouff'tan, diğeri geçen senenin yıldızı Cavenaghi'den. Marsilya Rennes deplasmanında 4-4'lük efsane bir maçla başladı lige. Gollerin son 3'ü 89 - 91 - 92'de. İlk yarıyı Gerets 1-3 önde kapamasına rağmen. Yeni transfer Ben Arfa da bir gol attı.

O.Thomert (6, 51)
S.Mandanda (89)
B.Cheyrou (90+2)

B.Koné (12)
H.Ben Arfa (14)
M.Niang (28)
E.Grandin (90+1)

Saturday, 9 August 2008

Ligue 1 Başlıyor

Fransızlar erken açıyor bu seneyi. Ben Arfa ve Nasri'yi kaybeden Lyon, Ganalı Mensah'tan Essien yaratmak istiyor. Ancak bu sene ligin gediklisi çok yalnız sayılmaz. Marsilya ve Bordeaux, hatta PSG iddaalı. Bordeaux Süper Kupa'da penaltılarla Lyon'u geçti, Milan'dan Gourcouff'u geri getirmeleri önemli. LeGuen ise dünkü açıklamasında Rennes'li Jimmy Briand'ın ilk tercihi olduğunu ancak Kezman'ın gelişini de sevinçle karşılayacağını açıkladı. PSV'den sonra hiç kimse Kezman'ı gerçekten kabullenemedi kariyeri boyunca. Makalele ve Giuly sonrasında Kezman da katkı yapar. Premier League başlayana kadar idare ederiz artık. Maçlar Kanal A'da. Bugün 22:00 Monaco - PSG!

Thursday, 7 August 2008

Ada

Her kulüp mü zengin, herkes mi Ada'ya gitmek istiyor, nasıl adalet bilemedim. Coloccini 10 milyon sterlin karşılığında Newcastle'da.

Madrid - İstanbul

Real Madrid borç batağındayken devlet borçlarını bir gecede kapatmış der bir dost. İyi, güzel. Bir değer, marka, çok anlamsız değil. Türkiye de şu an GS'nin borçlarını devlet arazisi üzerine stat yaparak, üstüne kendi eliyle özelleştirdiği kamu kurumunu da sponsor yaparak kapatmak üzere. Bir dergide popüler kulüplerin ne kadar kötü yönetilseler de, ekonomik olarak yıpransalar da asla batmayacaklarını söyleyen bir yazı okumuştum. Nitekim durum her yerde böyle. Örneğin çok popüler olmayan Parma ve Leeds batarken, Madrid ve GS yoluna devam ediyor. Belki de GS'nin sandığımız kadar borcu yoktur?

Sabrın Sonu

Semih için göz ardı edildi, haksızlık yapıldı yorumlarına katılmıyorum. Semih FB forması giyen yüzlerce Türk oyuncudan en şanslı ve yeteneklisi olarak buraya gelmeyi başardı. Kulübün en kötü zamanları, ki bunlar çok eski değil, forvet yokluğu içinde Semih buradaydı. Sonra Ortega, Pierre, Anelka, Kezman, Alex ve kariyerli bir sürü oyuncu ile beraber antrenman yapma fırsatı buldu. Bu oyuncuların yedek bırakılıp onun ilk 11'de yer alması FB kulübünün yapısına çok ters, hatta imkansız. Semih zorlayarak kendi şansını yarattı ama asla kariyerli bir yabancı forvetin yerine tercih edilmesi anlamlı değildi. Hiçbir teknik direktör çok iyi bir oyuncuyu yedekte tutmaz. Semih artık nöbetçi golcülükten terfi etti. Şimdi kimsenin onu yedek bırakmaya gücü yetmez. MTK maçı için söylenecek tek şey FB altyapısının belki de ilk meyvesini vermiş olduğudur. 0-5 önemli değil. Orta sahanın defansif anlamda zayıf olduğu aşikar. Daha güçlü rakiplerle oynadıkça Luis kadroyu değiştirecektir. Ayrıca bir not; bu forma lacivert şortla hiç fena olmamış.

Wednesday, 6 August 2008

Guard Trafiği

Arroyo bütün kariyerini NBA'de geçirdikten sonra, Maccabi Tel Aviv kulüp tarihinin en pahalı transferi olarak İsrail'in yolunu tuttu. Benzer şekilde Earl Boykins 32 yaşında Virtus Bologna ile anlaştı. NBA'in en kısa adamı olarak nam salan Boykins enteresan figürlere imza atmıştı. Hatırlayanlar vardır mutlaka, Denver'da komik günler geçirmişti. Asıl çarpıcı olan ise FB Ülker'in Solomon sonrası Kinsey'i de kaybediyor olması. Avrupa takımları gün geçtikçe güçlenirken Türk şampiyonu kadronun en etkili 2 ismini kaybetti. Kinsey geçen sene Basden etkisini hücumda yaratarak büyük ivme kazandırmıştı. Cleveland'da LeBron ile oynamayı tercih etti tabii ki.

Tuesday, 5 August 2008

Chimenti

1970 doğumlu kalecinin Emirates Cup'daki korkunç performansı sonrası gözü korkan Juve ve Ranieri daha birkaç hafta önce Udinese ile sözleşme imzalayan Manninger'i transfer etti. Avusturyalı kaleci bile şaşkın.

Monday, 4 August 2008

Sneijder Out Van der Vaart In

Sneijder, Diaby'nin acımasız - kontrolsüz girişine dizini kurban verdi Emirates Cup maçında, 3 ay sahalarda yok. Hemen ertesi gün Van der Vaart'ın transferi açıklandı. Zaten Hamburg maçlarında da oynamıyordu. Daha önce de belirttiğimiz gibi Hollanda ekolü Katalunya'dan başkente doğru ilerliyor. Başarı da paralel olarak gelirse o zaman enteresan ...

Nic

Scolari ondan vazgeçemeyecek! Milan'ı 5-0 yendikleri maçta 4 gol attı.