Monday 29 December 2008

Fransa - Türkiye

5 veya 6 Haziran 2009, Stade Gerland, Lyon ... Yabancı sitelerde var, bizde bakalım ne zaman açıklanacak. Mavi - kırmızı yine karşı karşıya.

Friday 26 December 2008

Boston - LA

NBA'de şanındandır deyip ev sahibi takım 2. sırada yazılır. Hollywood'da oynanan karşılaşmada 19 maçlık galibiyet serisi son buldu. Sezonun finali belli, o yüzden bu maçlar oldukça kritik. Önizleme gibi. LA evinde 92-83 kazanırken Kobe (27 sayı - 9 ribaund - 5 asist) ve Gasol (20 sayı - 3 ribaund - 5 asist) son dakikalarda maçı alıp götürmüş. Phil Jackson'ın 1.000 numaralı galibiyeti de bu maça denk geldi. Bu senenin 6. adamı Lamar Odom adaptasyonu atlatmış gibi. Geçen seneki maçlardan tek fark LA'in pivotu Bynum. Gasol böylece daha etkin olabiliyor. Boston'un hileli üçlüsü bu sefer mağlup. Bir dahaki maçı bekliyorum, meğer Glasgow - Celtic de varmış yarın, benzetiyorum bu maçları bazen.

SMS ile Google

Google'ın durmadan değişen ve gelişen dünyasına mobil hizmetler eklenmeye devam ediyor. Turkcell 8800'a merak ettiğiniz kelimeyi atınca gelen wap push ile sizi ilgili Google sonuçlarına götürüyor. Wap - web dururken çok mu iyi şimdi bu? Bence fena değil, kısa mesaj kolay bir hizmet, popüler. Son zamanlarda gelen promo smsleri arasında en yararlısı buydu.

Thursday 25 December 2008

Should I Stay or Should I Go?

Juventus'un parlayan forveti yol ayrımında. Ama Juve'den değil. İtalyan pasaportu almak üzere, hiç ülkesi milli takımında oynamadığı için İtalya milli takımında çağırılırsa oynamasına engel yok. Dunga onu mundar edip milli takıma çağırmak istiyor. Üstelik oynanacak ilk maç Brezilya - İtalya. Yaman çelişki. Ben olsam Lippi'nin yanına gider, Luca Toni'ye eküri olurdum. Patolar Ronaldinholar varken bu kadar Avrupai adamı yedek yaparlar ancak Brezilya'da.

Wednesday 24 December 2008

Cem Adrian

Adam beni bunalıma sokmak üzere. CD'deki tüm şarkıları aynı kişinin söylediğini hayal etmek bile zor. Türkülerin yorumları dilime takıldı, arabada radyo dinleyemez oldum. Fazıl Say keşfetmiş, ya da herkes keşfetmiş ben ancak geldim bu adaya. Geç geldim belki ama iyi ki gelmişim. Ocakbaşında çalmazlar mı!?! Buyrun.

Parlayanlar

Yerel lige yapınca yurtdışındakileri yazacak bir yer lazımdı. Serie A'nın ciddi biçimde kıpırdandığını düşünüyorum. La Liga ivme kaybederken Bundesliga lige rekabeti geri getirdi, Hoffenheim'a ayrı bir parantez açmak lazım. Liglerin parlayanlarını karaladım aşağıya.

Serie A

Zarate (Lazio)
Lavezzi - Denis (Napoli)
Milito (Genoa)
Maicon (Inter)
Amauri (Juventus)
Di Natale (Udinese)

Bundesliga

Ibisevic (Hoffenheim)
Olic (Hamburg)

La Liga

Mata (Valencia)
Cazorla (Villareal)

Premier League

Ashley Young (Aston Villa)
Anelka (Chelsea)
Geovanni (Hull City)

İlk Yarının 11'i

Bir derbi, L'pool'un 96 sonrası yeni yıla ilk kez lider girmesi, Diarra'nın Madrid'e - Beckham'ın Milan'a - Gökhan Emreciksin'in FB'ye transferleri hakkında yazamamışken yolda aklıma gelen 11'i yazmak istedim. Harika asistler yaptığım halı saha maçı sonrası kendimi de yazardım ama seyirci sayısı sıfır olduğundan şahit azdı. Hayata hergün şaşırıp dururken, işte alternatifli 11'im :

1. Vanja Ivesa (Stefan Senecky)
2. Gökhan Gönül (Serkan Balcı)
3. Hayrettin Yerlikaya (Hakan Balta)
4. Servet Çetin (Fabio Bilica)
5. Diego Lugano (Rigobert Song)
6. Musa Aydın (Rodrigo Tello)
7. Gökhan Emreciksin (Mehmet Topuz)
8. Selçuk İnan (Özer Hurmacı)
9. Milan Baros (Mehmet Yıldız)
10. Rodrigo Tabata (Cassio Lincoln)
11. Arda Turan (Erman Özgür)

Monday 15 December 2008

Tarjeta Amarilla

Bu haftasonu klasiklerden gidiyoruz. Noel öncesi yabancıların kart cezalısı olup tatile erken çıkma cinliği tartışması başladı. Edu ve Lugano 4. sarı kartları görüp ilk yarıyı bitirdiler. Edu Antalyaspor'un insan azmanı forvetiyle 2. golden sonra kapışır kapışmaz, santrayla beraber ilk ayağına gelen topta siyahi oyuncuya çift dalarak kartı aldı. Lugano ise çalımı yiyip pozisyon gereği adamı düşürdü, sonra çene - el - kol hareketlerini düzenleyemedi ve kartı aldı. Karar seyircinin.

Sunday 14 December 2008

Gerçek Clasico

İspanyol derbisinin futboldan uzak görüntüsü sonrası Juve-Milan maçı ilaç gibi geldi. Muhteşem bir maç oldu. 4-2! Epik maçların olmazsa olmaz arka fonu; yağmur, deli gibi yağıyordu. Yaş ortalaması her geçen gün artan Milan, Juventus'un intikam isteyen ayaklarına karşı duramadı. Emerson - Inzaghi eski Juveli ama Zambrotta en tazesiydi. Juve düşünce soluğu önce Barça'da sonra Milan'da alan Zambrotta maç boyunca yuhalandı. Sonunda dayanamadı, Nedved'in yerine giren De Ceglie'yi 2 kere düşürüp kırmızı kartı gördü. Amauri'nin dağıttığı Milan savunması topu her çıkarmak istediğinde karşısında Sissoko'yu buldu. Chiellini zorlanmadı bile savunmada. Pato - Sheva - Ronaldinho sirk oyuncuları gibiler. Zaten maçı kenardan o laz model beresiyle Ancelotti'nin hiç kazanma şansı yoktu. Maç sonunda Ronaldinho idolüm dediği Del Piero ile forma değiştirdi, hangisi daha yaşlı anlayamıyorum.

16' [1 - 0] Del Piero (Penaltı)
31' [1 - 1] Pato
34' [2 - 1] Chiellini
41' [3 - 1] Amauri
56' [3 - 2] Ambrosini
69' [4 - 2] Amauri

Kayıplar

PL'de bu hafta en üstteki üç takım, L'pool, Chelsea evinde, ManU deplasmanda berabere kalarak haftayı kayıpla kapadılar. Alışılmadık olan Chelsea'nin bu sene evindeki sürpriz puan kayıpları. Scolari 3 halefinden daha düşük bir galibiyet sayısı ile yaşamak zorunda. Her kulvarda devam ediyor olsa da, homurdananlar var. Anelka gollerini atmaya devam ediyor ama Chelsea eski sezonlara oranla daha savurgan. Belki de ManU çok sık boğaz etmiyor, ondan olabilir. L'pool da kaçmayı ve evinde puan kaybetmemeyi bir türlü beceremediği için nefes nefese kovalıyorlar birbirlerini.

Napoli

Lavezzi - Hamsik - Denis ... Herkes onları konuşuyor. Napoli eski günlerin hatırasıyla yeni Maradona'sı Lavezzi'yi alkışlıyor. Bu seneki hedefleri Şampiyonlar Ligi'ne kalabilmek. Talipleri çok. Şu an ilk 5 içerisinde gidiyorlar Serie A'da. Benim izlediğim kadarıyla bir de Laziolu Zarate daha büyük bir takıma transfer olacak gibi. Zaten o da kendinden söz ettiriyor. Doğru düzgün forvet arayan Ramos'a selam olsun.

Vurun Abalıya!

Katalanların evindeki dev maçın başlama düdüğü ile beraber Real Madrid elinde kalan tek silahı kullanmaya başladı. Sertlik! Acımadan Messi'nin sol ayağına bastılar, 2 kişi girip dizlerine çalıştılar. Biraz fazla ağlamaklı davranıp bize Guiza'yı hatırlatsa da Barça oyunu Madrid kale önüne yıkmayı başardı. Stoperler son toplara cengaver misali zamanında atlamasalar Barça çok erken öne geçebilirdi. Messi yaklaşana çalım cezası keserken, savunma da ona tekme ile cevap verdi. Raul Madrid kaptanı olarak oyunu germeyi, zayıf kadroyu ateşlemeyi, hatta %100'lük gol pozisyonunu Drenthe'ye hazırlamayı başardı. Nafile ama olsun, Robben olsaydı maç farklı olurdu. Casillas 2. yarı kalesinde devleşti, Eto'o'nun penaltısını da çıkarmayı başardı. Bir ara iyice sinirlenip bana kart göster diye Gonzalez'in peşinde epey dolaştı, el kol etti, kartı almayı becerdi. Sonra Puyol'un 3 Madrid'li üstünden Eto'o'ya indirdiği topla gol geldi. Niye hala burada olduğunu anlamadığım Henry solu boşalttı, Messi açılan Madrid'e tekmelerin cezasını aşırtmayla kesti. Cannavaro'da sağ tarafını direklere bıraktı topu çıkarıyım derken. Ramos bu kadar eksik ve dağınık takımı ancak bu kadar toparlayabilirdi. Favori kazandı. Madrid dibe vurdu. Artık çıkışa geçerler.

Thursday 11 December 2008

Giovinco

Son zamanlarda çok duyar oldum Juventus'un genç yeteneğini. Del Piero'nun varisi diyorlar. Transfer dedikoduları sonrası takımda kalacağını açıkladı. Lecce'ye Del Piero'nun yokluğunda frikikten bir gol attı. Ama Bate maçında penaltıyı kaçırdı. Seneye çok iddaalı bir kadro kurmasını beklediğim Juve'de hala gençler konuşulabiliyor. Biz 14 milyon euroya saman alevi golcüleri alıyoruz heyhat.

Zor

Daum Podolski'nin peşinde. FB'den ayrılırken verdiği bir röportajda Anelka yerine Podolski'yi Köln'den transfer etmek istediğini açıklamıştı. Podolski Bayern'e gitti, orada ilk 11'e giremediği için şimdi takımdan ayrılmak istiyor. Talipleri de çok. Köln'ün Bayern'e yaptığı ilk teklif reddedildi. City ve Real Madrid de onu istiyor.

Jason Richardson

Raja Bell - Boris Diaw karşılığı enteresan bir takas haberi. Son 2 senedir takaslar artık drafttan daha ön plana çıktı gibi. Herkesin sağlıklı olduğunu düşünürsek Phoenix ilk beşi bence iş yapar. Nash - Richardson - Hill - Amare - Shaq! Hill'in yerine daha sert, daha sağlam birini tercih edebilirler. Ayrıca Raja Bell gibi bir savunmacıyı Richardson gibi smaç şampiyonu bir skorere değişmeleri (hatta takım oyuncusu Diaw'ı da ekleyelim!) kesinlikle büyük risk. Artık D'Antoni de yok, koş koş daha az oynanıyor Phoenix'te ama takım savunması yukarı çekilmeden bu takas işe yaramaz. Kağıt üstünde hoşuma gitmedi dersem yalan söylemiş olurum ama.

Yabancı

Sahaya yabancıydı FB'li futbolcular. Sezon başından beri hocaya yabancılar. Hoca takıma yabancı. Yeni gelenler bize yabancı. Alex bile formsuz. Maçtan önce yalancı umutlarla avunup oturduk ekranın karşısına. Bu kadar yabancı bir maç izlememiştim uzun zamandır. Kiev ne zaman atacak diye beklerken Volkan'ın klasik hatalı çıkışlarında biri geldi. Rüştü'den öğrendiklerinden yadigar. Kiev iyi bir takım değil. Sadece FB daha kötüydü oyun olarak. Kadro olarak bile FB üstte kalır aslında. Sahaya diziliş, Emre - Kazım neden yoktu kadroda, Deivid - Alex neden ayakta duramadı önemsiz. Savunma çok kötü değildi aslında. Esas sorun hücumdaki üretkenliğin geçen senede kalmış olması. Orta saha Alex'e rahat oynaması için gerekli zemini ve tandemi oluşturamıyor. Kendi evinde bir UEFA finali amacı bile kamçılayamıyorsa bu takımı, geçmiş olsun. Şimdi FB artık Avrupa Şampiyonu bir hocayla yerel ligine farklı anlamlar yüklemeye çalışacak. Nafile!

Tuesday 9 December 2008

Üzülme

Üzülme Delgado, bu ülkede Alex bile yuhalandı. Ne ilksin ne de son olacaksın ...

Monday 8 December 2008

Nou Camp'a Giderken

Pişmiş tavuğun başına gelmedi derler malumunuz, işte o tatta ilerliyor Real Madrid. Son 4 lig maçının 3'ünü kaybettiler. Sevilla'dan kendi evlerinde 4 yediler. Yine efsanevi bir geri dönüş yapıyorlardı ki 1-3'ten, Robben 3-3 iken atıldı. Real'de ayakta kalan tek adamdı. Diarra, Pepe, Ruud Van, Sneijder, Heinze, De La Red ortalarda yokken takım darmadağınık, Huntelaar gelmiş, o bile sakat. Dayanamadı Schuster, Barça'yı yenmemiz imkansız diye demeç verdi. Uçurdular hemen kafasını, zaten bahane arıyorlardı. Capello şampiyon yaptı gitti, Schuster şampiyon yaptı, ertesi sezonun ortasını göremedi. Boşta ideal hedef Ramos duruyordu, balıklama atladı. Tottenham mı Real Madrid mi deseler sene başında yine bu noktada olmayı tercih ederdi herhalde. Kimse kimseye güvenmiyor, sözleşme sezon sonuna kadar. Yıl bitince duruma bakacaklar. Koskoca Madrid bir de Aragones'i danışman yapsın, GS'den aşağı kalmaz yönetim konusunda.

Sunday 7 December 2008

Basketbolum Nerede?

Çok boşladık basketbolu. Özledim yazmayı açıkçası. Ama yazacak güzel birşey bulamıyorum bu ara. TBL'de herşey eskisi gibi. Ülker sponsorlukları - Telekom - Efes önde gidiyor. Kör topallar. Etkileyici olan kimse yok. Efes önüne geleni alarak yeniden yapılanmaya çalışıyor. Biri gidiyor öbürü geliyor. FB'de giden Solomon'un boşluğu dolmuyor. Yeni yabancılar takım oyuncusu. Gricek istikrarlı sakat. GS iyi transferlere rağmen doğru yönetilemiyor ve özellikle Avrupa'da hayal kırıklığı yarattı sezon başında. Telekom en iyileri denebilir aslında. El Amin'i aramıyorlar. Wright'ın dönüşü pota altını canlandırdı. Tatsız yerel ligden sıkılıp NBA'e bakalım biraz da diyorum ama orada da işler iyice monotonlaştı. Lakers ve Celtics önüne geleni deviriyor. 70 galibiyetten bahsediyorlar. Lakers bu akşam Sacramento maçını kazanırsa 23 sezondur en iyi başlangıçlarına imza atacak. Final az çok belli.

Lazio - PES09

Issız Adam

Cümlealem gidiyordu, bizim neyimiz eksik deyip bir uğradık filme. İstanbul trafiğine meydan okuyup son saniyede yetiştik. Keyifli başladı, hüzünlü bitti. Hikaye basit aslında, mekanlar tanıdık, Beyoğlu güzel yer, arka sokakları bohem. Çağan Irmak seviliyor, beğeniliyor, Babam ve Oğlum sonrası zaten güzel birşeyler bekliyordum. Genç İstanbulluların bazılarının uç hayatlarından bir kesit, bağlanamayan bir adam, bulduğu doğru insanı kaybedişi, hayatı kaçırışı. Eski müziklerle retro bir kültür, güzel şarkılarımız varmış unuttuğumuz. Son sahne tansiyonun en yükseğe çıktığı andı. Sarılmak lazım sevdiklerimize ... Ada da güzel isim kız için, not ediyorum.

Wednesday 3 December 2008

PS vs Ronaldinho

Palermo kalecisi Marco Amelia, Milan maçında skor 0-0 iken Ronaldinho'nun penaltısını kurtardı ve :

"It was like playing against Ronaldinho on the Playstation," he excitedly claimed, according to Channel4. "He did the exact same run-up, it was very strange."

The players came one-on-one again in the second half once Palermo already had a 3-0 lead, but Ronaldinho scored his penalty on that occasion. "I almost got the second too, but that would have been too much!" joked the Italian international.

L'pool Lack Creativity

Ian Rush after West Ham match: "Liverpool may have gone top of the league last night but it was another very disappointing display and it’s clear there are problems with the team just at the moment."

"Last night there wasn’t enough urgency and certainly not enough creativity on show."

"And that’s why despite overtaking Chelsea, there are concerns and criticisms around from quite a few people and pundits today."

"The Reds struggled to find the cohesion and flair which was on display earlier this season – and again we failed to break down a team we were expected to beat without too much fuss."

Huntelaar

Hollandalı modelini geçen sene çalıp Barça'yı geride bırakan Madrid, şimdi de sakatlar kervanına yeni bir Ajax'lı ekledi. Huntelaar, hali hazırda sakat olarak Real Madrid'e imza attı. Gelene gidene 3-4 atan Barça'nın karşısında durabilmek için sezonu kapatan Van Nistelrooy'un yerine yeni Hollandalı yeterli olur mu tartışılır. Ne kadar başarılı olacağını göreceğiz.

Sunday 30 November 2008

007

Gitmeden önce çok fazla kötü eleştiri duyarak beklentimi yerin dibine indirmiş bir şekilde sinema koltuğuna yerleştim. Filmi hiç James Bond müziği duymadan bitirdim. Sonra dönüp bakınca eleştirilerin haklı olduğunu düşündüm. Sonra kendi kendime kızdım, Bond'u nasıl beğenmem, deli miyim dedim. Beğendiklerimi sıraladım, neden böyle yapıldığına dair bahaneler ürettim. Birincisi Daniel Craig'in oynadığı ilk film kronolojik olarak ilk Bond filmiydi. Bu yeni filmle beraber nasıl Bond olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bunlar bahaneler olabilir (Batman'i de yeniden yapıyorlar ama neyse!!!). İçkisinin nasıl ortaya çıktığını, neden kırılmadık ceviz bırakmadığını anladık. Güzel. Mission Impossible tadında olmasa, hafif Bond tadı bulsaydım daha çok sevecektim. Olmamış demeye dilim varmıyor işte.

Messi

Ona daha kaç post ayırırım bilemiyorum. Dün akşam Sevilla karşısında yaptıklarından sonra bunu kestirmek güç. Sevilla eski gücünden uzak, yıldızları karşı takımdaydı zaten. Maç 0-1 giderken ufaklık yine ortaya çıktı; önü bomboş, peşinde 2 kişi, girmedi ceza sahasına, çaktı köşeye. Maçı bitirdi, sonra Sevilla Fabiano atılmış 10 kişi açıldı, Messi bir tane daha bıraktı ağlara. Ronaldinho'yu neden bırakır bir takım? İşte bu yüzden. Vialli - Del Piero hikayesi...

Goller

Kezman - Guiza

FB evindeki derbileri kazanmaya devam ediyor. 7 maçtır BJK'ye ligde kaybetmiyorlar. Hala Kadıköy fobisinden bahsetmek gerilerde kaldı. İyi oynayarak kazanmıyorlar üstelik, diğer maçlarda göstermedikleri çabayı ve mücadeleyi sergiliyorlar, rakipler de kötü oynayarak yardım ediyor. Ligin tepesi iyice sıkıştı, 5 puan içinde (GS de kazanırsa) 6 takım var. Selçuk yuhalandığı günleri geride bırakıp takımın orta sahasının yıldızı olarak takımın yükünü çekiyor. Gidenler - gelenler - yabancı kontenjanı sonrası "devamlı oynadım, form tuttum" diyor. Ama bu maçları kazanmak FB için çok iyi değil aslında, kötü giden şeylerin üstünü geçici örtüyor. Ve sonrasında geçen seneki gibi elde hiçbirşey kalmayabilir. Rıdvan Dilmen'e göre, takım Kiev ve ligde puan kaybetmezse devre arası transferler için yönetim çabalayacak. Yabancı kontenjanı aslında dolu, yedek yabancılarda gerçekten yedek kalması gerekenlerdi BJK maçında. Mustafa Hoca'nın neyi yanlış yaptığını söylemek zor bence, çünkü BJK kötü oynamadı. FB hataları daha iyi değerlendirdi sadece. Son not Guiza ile ilgili. Aslında ona ayıracaktım postu ama, maçı atlayamadım. Guiza bana Kezman'ın FB'deki hayat çizgisini hatırlatmaya başladı. Konya'da muhteşem bir aşırtma golü atınca Sırp oyuncu, nefes almıştı. Guiza dün aynısını yaptı. Kezman'dan daha çok koşuyor, daha faydalı kabul ama Carlos'un ortasına çizgide ıska geçmek ancak halef selef ikilinin icraati olabilirdi. Kezman gibi sıkıntılı, gülmeyen, bunalımlı bir hali var. Üstelik bu adam Türk futbol tarihinin en pahalı transferi. 14 milyon euro'ya FB 2 orta saha oyuncu alsaydı şu an CL'de bir üst turda, ligde de liderdi bence.

Terminator Salvation

Friday 28 November 2008

Sert

Cuma akşamı programları yatınca evde işin yorgunluğu cuma maçıyla pek güzel çıktı. Maç da güzeldi açıkçası. Messi yoktu belki sahada ama PL seviyesinde mücadele vardı. TS'un orta sahasına hayat veren Selçuk oyununu geliştirmekten geri durmuyor, onun yerine Burak'ı FB'ye getirmek yanlışmış, bu açık. Kayseri evinde yıpratılması zor bir takım, zaten oyuna hakim başlayan da onlardı. Umut penaltıyı kaçırınca, ki neden Umut attı onu da anlamadım, oyunun dengesi bozulmadı. Kayseri durmadan yetiştirdiği ve bulduğu, aynı tornadan çıkmış gibi benzer sertlik - oyun disiplini - teknik sahibi oyunculara yenisini ekliyor. Kimseyi de satmıyorlar, kadro çok zengin. Yeni sol açıkları hiç fena değil. Turgay - Puroviç - Aghahowa olmayınca gizli forvet Mehmet Topuz olmuştu, Cangele'nin yanında. TS golü attığı an bu maçı kazanamayacağı belliydi, hakem de kötü maç yönetince buna yardımcı oldu. Geçen haftaki Sivas için maçı çok övgü duydum, Kayseri - TS maçı için de bu söylenebilir.

Metalist

Deplasmanda BJK'nin Avrupa dağılmalarına alışkın olmamız sebebiyle Metalist maçını Ukrayna'da kaybetmelerini çok yadırgamamıştım. Ama GS evinde Metalist'e yenilince Türk futbolunun gelişme kaydetmek bilmeyen çizgisini sorgular oldum. Bir iyi bir kötüyüz, hep gündemdeyiz ama favori olduğumuz maçları kaybetmek sürpriz olmuyor maalesef. Hakemin hatalarını, Ukrayna komşusu Polonya'dan olmasını bir kenara bırakalım, GS'nin yönetim karışıklığı iç saha maçlarına bile yansırsa yapılan onca transfer, Arda Turan gibi yetenekler amaçsız bir iç lig sezonu yaşamaktan öteye gidemezler. Lig de şu an TS ve BJK dışında kimseyi tatmin etmez. Metalist'in dinamik ve sert ayakları pozisyon verdi aslında ama Servet'in yıllarca FB'de yaptığı ve geçen sene GS'de hiç yapmadığı bir hatadan çıkan pozisyonu affetmemeleri biraz şans biraz kalite. Niye tırmalıyoruz bu futbolu, sorarım (x+1)'inci defa.

Wednesday 26 November 2008

Sessizlik Erdemdir!

Roberto Carlos artık susmalı! Demeç vermek yerine katkı yapması gerekiyor, ama ona da fiziği el vermiyor. İsmi Vederson'un önüne geçtiği için takım zarar görüyor. Her yerde demecini görmekten sıkılıyor insan. Her kaybedilen maç sonrası konuşan takım kaptanı Alex değil Carlos. Erman Toroğlu gibi konuşmak içime otursa da; ayaklarını konuştursun çenesi yerine. Burası İspanya değil.

Sunday 23 November 2008

Annuyé

L'attaquant de l'équipe de France Nicolas Anelka a confié s'être ennuyé, mercredi, lors du match amical France-Uruguay (0-0), dans une chronique pour le site Les Dessous du Sport : «Si les supporters se sont ennuyés, il faut savoir que les joueurs aussi. Il faut comprendre les joueurs. Nous sommes fatigués, il y a de nombreuses échéances en club. Et c'était un vrai match amical. On doit le faire, on le fait, c'est le business

Anelka milli maçta sıkılmış, taraftarların oyuncuları anlamasını bekliyor, yorgunlar. Futbolu iş olarak gördüğünü saklamıyor.

Kısır

Ankaragücü - FB : 0-0
Ankaraspor - GS : 0-0
TS - Sivasspor : 0-0
Liverpool - Fulham : 0-0
Chelsea - Newcastle : 0-0
Aston Villa - ManU : 0-0
Sevilla - Valencia : 0-0

Bir Devrin Sonu

Lise zamanı, küçükken ufacıkken tanışmıştım onunla. Çok tatlıydı. İçi sıcacıktı. Sıcaklığıyla soğukluğu bir arada eritebiliyordu. Sevmiştim onu. Bağımlılıktı, son zamanlarda bile hayatımdaydı. Geçen gün görüştük en son. Ve şimdi öğrendim ki artık yaşlanmış, tercih edilmiyormuş, yerine yenisini koymuşlar. Hoşçakal "Dondurmalı Cherry Pie". Alacağın olsun McDonald's, böğürtlenliyi kim yer ki!

Wednesday 19 November 2008

Rekabet

"Dünyanın bir numaralı yazılım şirketi Microsoft, PC’leri virüslerden koruma programını gelecek yıldan itibaren kullanıcılara ücretsiz verecek. Güvenlik yazılım firmalarının canını epey sıkacak bu kararla merkezi Washington eyaletinin Redmond kentinde bulunan Microsoft, kod adı Morro olan güvenlik yazılımını gelecek yılın ikinci yarısından itibaren kullanıcıların ücretsiz indirmelerine izin verecek. Morro adlı güvenlik yazılımı, Microsoft’un 30 Haziranda satışına son vereceği, 49,95 dolara sattığı Windows Live OneCare adlı güvenlik yazılımının yerini alacak. Microsoft’un ücretsiz güvenlik yazılımı sunmasının Symantec, McAfee gibi bağımsız virüs programı üreticileri açısından önemli bir pazar sorunu yaratması bekleniyor."

Önce virüsleri yarattılar, sonra virüs koruma programlarını, şimdi de ücretsiz virüs programı çıkacak. Rakiplerin virüs üretimini teşvik etmemesi mümkün mü? Tuhaf bir senaryo, paradoks hatta.

And The Oscar Goes To ...

Futbol Akşamı

21:30 - TRT 1 - Avusturya - Türkiye
21:50 - Kanal A - İngiltere - Almanya
22:00 - NTV Spor - İskoçya - Arjantin

Ortadaki en güzeli, plase sondaki, ilki mecburiyet.

Takas

Mourinho Drogba'yı, Ancelotti Adriano'yu istiyor. Herkes için müthiş olur. Anelka mutsuz olur, devre arası ayrılır o ayrı.

Get Out!

Ancelotti ne zamandır iş arıyor kendine, daha doğrusu keyifli emeklilik. Geçen günlerde İtalya milli takımını çalıştırmak istediğini açıklamıştı. Şimdi de bir Afrika takımını, Fildişi Sahili'ni çalıştırmanın güzel olabileceğini söylemiş. Adam Milan'ı çalıştırmaktan sıkılmış, istemiyor artık, görmeli Galliani. Giderse kim gelir bu çakma Galacticos'un başına meçhul tabii.

Sunday 16 November 2008

Battlestar Galactica

Geçen bayramdan beri sar(dırıl)mış olduğum dizinin 4. sezonunun ortasına gelmeyi başardım. Muhteşem, sürükledi resmen. Bilim kurgu - macera seven bir adam için fazla iyi. 2009 başında kaldığı yerden devam edecek ve bir sinema filmiyle son bulacak seri. Amiral Adama'dan ayrıldığıma üzülmek bir kenara dursun, kalın belli deli sarışın Kara Thrace özlemlerim içerisine girecek. Saylonların en çekici ve karmaşığı "Six" Gaius Baltar'ın olamayacak kadar derin, hele Saul Tigh'ı öpünce yok artık demekten kendimi alamadım. Karmakarışık oluyor kafası insanın, naparım yeni bölüm gelene kadar, Heroes'da 1. sezonun sonunda kalmıştım, ona mı sarsam dedim, downloada başladım. İzlemeyen varsa hemen izlemeye başlasın, sonunu yazmadan ben bu satırlara. "Six" hangisi tahmin etmek zor olmasa gerek.

Saturday 15 November 2008

PL Gol Kralı

13 maç, 10 gol! PL TSL'den daha kolay ligmiş, haberimiz yok! Kezman da Fransa'da gol kralı olursa şaşırmam.

Thursday 13 November 2008

Breno

Bayern'in Sao Paolo'dan 13 milyon euroya transfer ettiği stoper Nesta'dan umudu kesen Milan'ın hedefinde. Bayern'de pek şans bulamayan oyuncunun önce kiralanıp sonra bonservisinin alınması gündemde. Transfere Bayern'de oynayan Oddo da katılabilir.

Turgut Özakman

Mimar Sinan’ın ilk eserini 55 yaşında çizdiğini anlatan Özakman, emekli olunacak yaşta muhteşem bir hayata başlayan Mimar Sinan’ın Süleymaniye’yi 70, Selimiye’yi ise 85 yaşında yaptığını belirtti.

“40 yaşında bir gerçeği keşfetmeye başladım. Yaşlılığınız için dost biriktirin. Size elinizi uzatacak dostlarınız yoksa çok sıkıntı çekersiniz.”

“Gençleri sevmek diyoruz. Onların sevgilileri var, bizim sevgimize muhtaç değiller, ama bizim saygımıza muhtaçlar. Adam yerine konmaya düşüncelerini dinlenmesine ihtiyaçları var. Onun için çocuklarımızın geleceğini planlarken onların fikirlerine danışalım.”

42 Ay

Bir insanı sevmek için kaç gün gerekir? Ya da kaç ay? Kaç senede seversiniz? Aşık olmak için ne kadar zaman lazım sizce? Peki ya aşkın bitmesi? 3 yıl derler bitişine, sonrası aşk değil sevgidir derler. Kimbilir belki de siz ilk görüşte sevenlerdensiniz. Ben seveli tam 42 ay olmuş, dile kolay ...

Wednesday 12 November 2008

Golcü Madrid

İspanya'da bu aralar bol gollü maçlar moda. Barça Madrid'in ligdeki gol rekorunu kıradursun 6'şar atıp, Madrid de kendi gol yeme rekorlarını alt üst ediyor. Önce ligde Malaga'dan Higuain'in 4 golüyle zar zor 10 kişi kalsalar da 4-3 bir galibiyet, ardından 3-2 mağlubiyetin rövanşında yine 4-3'lük bir galibiyet ve kupadan eleniş. Juventus mağlubiyeti sonrası zaten koltuğu sallanan Schuster oldukça sıkıntılı. Ön liberoda Gago ve Diarra varken neden Guti ile oynadığını anlayamıyorum. Zaten elinde Van der Vaart ve Sneijder varken bir de Guti bence fazla. El Clasico yaklaşıyor ...

Monday 10 November 2008

New York - D'Antoni

Bu sene New York'un playoff oynamasına olan inancım yüksek. Lakers - Celtics finaline ne kadar inanıyorsam D'Antoni'ye de o kadar inanıyorum. Richardson - Randolp - Crawford ile Phoenix'teki koş - koş basketbolunu oynatmak zor. Ama şimdiden 4 galibiyet aldılar. Allen Houston'ı geri çağırdılar bir ara, şimdi nerede bilinmez. Yaşlandığımdan mıdır nedir bilinmez, eskilere merak saldım.

Arda Turan

Türk futbolunun bilinen en büyük yeteneği son haftalarda abilerine benzemeyi marifet sanar bir ruh halinde. Hakemle anlamsız tartışmalar onun futboldaki güzelliklerini gölgeliyor. O hakemlere taktıkça hakemler ona takıyor. Bir an önce şöhretin yükünü eğer üzerinden atmaz ve terlettiği formanın terbiyesine uygun davranmazsa Hasan Şaş'tan hiçbir farkı kalmaz. O kariyerini daha ileriye taşıma fırsatını profesyonelliği delikanlılıkla karıştırdığı için ilerletemedi ve yerel bir yıldız olarak kaldı. Futbol hayattır, hayatın hakkını vermek gerek.