Uzun zamandır izleyesim vardı. Parça parça izlememek için kanalı değiştirdiğim çoktur. 5. sezonu oynuyor şu an, ilk sezonu yeni bitirebildim. Game of Thrones'un yeni sezonunu beklerken güzel geldi. Macera, entrika, hırs ve gerilim isteyenlere tavsiye ederim. Glenn Close büyük oyuncu. İlk sezon oldukça rahatsız edici ve çekiciydi. Nothing is what it seems!!!
Friday, 17 August 2012
Damages
Uzun zamandır izleyesim vardı. Parça parça izlememek için kanalı değiştirdiğim çoktur. 5. sezonu oynuyor şu an, ilk sezonu yeni bitirebildim. Game of Thrones'un yeni sezonunu beklerken güzel geldi. Macera, entrika, hırs ve gerilim isteyenlere tavsiye ederim. Glenn Close büyük oyuncu. İlk sezon oldukça rahatsız edici ve çekiciydi. Nothing is what it seems!!!
Yeni Başlangıçlar
Yeni bir iş, yeni bir ev, başlayan futbol ligleri ve yaklaşan mükemmel bir basketbol sezonu. Bu sene hepsinden fazlasıyla hikaye çıkacaktır; iş ve ev dahil.
Futbolda yaşanan spor dışı olaylar, bu sporun ülkedeki cazibesini azaltsa da ata sporu! denecek kadar kanımıza işlemiş durumda yerel rekabet. Van Persie'nin ManU'ya, Modriç'in Real Madrid'e gitmek üzere olduğu bir sezonda Avrupa ligleri de fazlasıyla keyifle izlenecek gibi görünüyor. PSG'nin akıttığı paralarla kurduğu kadronun dumanı hala tüterken içeride de Galatasaray son yılların en potansiyelli kadrosunu kurmuş görünüyor. Melo-Selçuk-Hamit-Amrabat dörtlüsünün oyun ve uyumunu merak ediyorum doğrusu.
Tüm bu giriş satırları sonrası yılın zor günlerine keyif katacak esas konudan bahsetmek gerek; Beko Basketbol Ligi ve yeni sezon kadroları. Ataman'ın ezber bozan devrimiyle geçen sezon Beşiktaş'ın yakaladığı başarılar, Ülker ve Efes'i uyandırmışa benziyor. 4 takım çok iddaalı kadrolarla sezona girmek üzere; Efes, FB, GS ve BJK. Ataman, Kunter ve Mahmuti'nin yerel rotasyona girdiği bu kulüplere Banvit'i de ekleyebiliriz. Ataman agresif tavrını GS'ye taşıyarak iddaalı kadro için sınırları zorluyor. Erman Kunter GS'nin son dakika golü yüzünden BJK ile anlaşıp rövanş almaya çalışacak ama oyuncularını, özellikle de Hawkins'i Ataman'a kaptırmanın önüne henüz geçemedi. Milangaz'ın biten desteği 3 kupalı takımı geri götürecektir. Bu takımlara baktığımızda GS'nin hoca seçimi sırasında piyasayı epey karıştırdığını söyleyebiliriz. Önce Mahmuti'yi sürüncemede bırakıp sonra Kunter'i oyalayıp Ataman'ı seçtiler. Bu iki kıymetli adamı ise iki Euroleague hakkı olan takım aldı. FB ise büyük isimlerin peşinden koşup Sphaija'nın halefini ararken İtalya dışında tecrübesi olmayan Pianigiani'de karar kıldı. İtalyan hoca da eski takımından yıldızlarla beraber FB'yi bir üst seviyeye taşımaya çalışacak.
Kadroların ana taşlarını inceleyelim biraz da. Efes önceki sene yaptığı yatırımı doğru adamla şekillendirmeye çalışacak. Vujacic ve Savanovic gibi iki yıldızı aynı takımda görmek bile büyük heyecan. Bunlara Semih, Farmar, Gordon ve Birkan'ı eklediler. BJK daha mütevazi bir kadroya sahip. Bonsu, Arroyo ve Hawkins'i kaybetmek takımın yarısının kaybı demek aslında. Yeni gelen Tutku, Muratcan, Cevher, Cristopher ve Vidmar Kunter'in vizyonuna ne kadar uyacak göreceğiz. Serhat Çetin'in harika sezon sonrası hala takımda tutulması da başarı. Lakovic'i istemeyen Ataman ise Engin, Cenk, Ersin ile yerel rotasyonunu ayarlamayı seçti. Gordon, Macvan ve N'Dong ise kadronun ana taşları olacak gibi görünüyor. Furkan gelişimini, Hawkins formunu sürdürürse Efes'i BJK'den daha fazla zorlayacaklardır. Pianigiani ise McCalebb, Andersen, Sato ve Batiste ile nereye oynadığını çok net gösterdi. Bugünkü İlkan sürprizi ve Barış'ın gelişini de düşününce geçen seneki kabustan uyanacak gibi duruyor FB Ülker. Üstelik NBA'e gitmekten vazgeçen Bogdanovic doğru kullanılırsa kadro çok üst seviyede diyebiliriz.
Bu kadroları BBL'de görmek aslında bir rüya. Kısa süre önce hepsini sadece televizyondan izleyebildiğimiz bu adamlar bize güzel anlar yaşatacak. Belki de 3 takımla yer aldığımız Euroleague'de yukarılara çıkıp Messina'ya kafa tutarız kimbilir?
Thursday, 12 April 2012
Ne Gundu Ama!
Sabahin erken saatlerinde zorla uyanilan bir gundu. Kosturmaca, is ve sonrasinda erkenden ev. GS-FB erkek basket maciyla basladi. Sezonun istikrarli takimi GS Shipp'in yerini doldurmayi basarmis. Furkan mukemmel basladigi maci kariyer rekoruyla bitirdi. FB ise iyi basladigi ve Ukic ile yakaladigi momentumu 3. Ceyrekte kaybetti. Sonrasinda da maci. Sphaija bu sezon formsuz demek artik az kaciyor. Takim tepetaklak oldu. Vidmar hic oynamiyor. Tomas sakat. GS mac boyunca boyali alani o kadar iyi kullandi ki, ilk yarida macin dengeli gitmesine sasirmak lazim. Takim savunmasi ve yardimlasma ust seviyede. Liderlige yakisir bir oyun oynadilar. 12 sayi ciddi bir fark ve su an bence playoffun favorisi sari kirmizililar. Yine de Ender'in yok yere kendini yerde dondururken Mahmuti'nin sahaya girip zaten her daim delirmeye hazir tribunleri tahrik etmesi anlasilir gibi degil. Sonra eline mikrofonu alip anons yapmak sadece goz boyamak gibi geliyor bana. Bu da oyunun bir parcasi olmus artik sanirim.
Bu mac bitmeden baska bir sari kirmizi-sari lacivert mucadelesi basladi. Aykut Kocaman'in uyguladigi rotasyon maci 120 dakikadan da fazlaya goturdu. Amrabat Terim'e beni transfer et demenin en iyi yolunu ogrenmis. Calim atti, faul aldi, kart gostertti, kanatlari yipratti, gol atti ve sakatlandi. Troisi de iyilerdendi. Ziegler'in yetersizligi maci bir anda 0-2 yapti. Alex ve Emre'siz uretkenlikten uzak olan sari lacivertliler biraz da Kayseri'nin geri cekilmesiyle 90+3'te maci esitledi. Uzatma ve ardindan penaltilar. Yerde Omer Catkic stiliyle dakikalar calan kaleci Gokhan futbolun cilvesini tatmak zorunda kaldi. Sow iyi golcu. Hem golunu hem penaltisini atti. Evet Lugano ve Santos araniyor ama Niang ve Emenike aranmayacak gibi gorunuyor. Kupadaki makus talihini son anda ters koseye yatiran FB bakalim sonunu getirebilecek mi?
Uzatmalarla bitmek bilmeyen mac Bundesliga'daki buyuk maci kacirtti. Robben'in 1-0 maglupken kacirdigi penalti 77'de one gecen Dortmund'u sampiyonluga cok yaklastirdi. Haftalardir puan kaybeden sari siyahli ekip Bayern'i ecel terleri dokerek yenip farki acmayi basarmis.
Ve son mac. Ve Ronaldo. Vicente Calderon'daki Madrid derbisi Portekizli'nin fuzesiyle basladi. Yaprak dususu ve Courtois'nin topu aglarda gormesi. Mukemmel bir goldu. Arda'nin iyi oyunu ve hirsi gorulmeye degerdi. Macin dengelendigi anlarda Falcao sut gibi bir kafayla Casillas'i maglup etti ve tribunler yikildi. Ama sahneye tekrar cikan uyuz Ronaldo ceza sahasinin sol disindan yine bir fuze yolladi. Ve arkasi corap sokugu gibi geldi. Higuain'in dusurulmesiyle kazanilan penalti ve hat-trick. Sonra da muthis yedek Callejon girip son civiyi cakti Atletico'nun tabutuna.
Tam gece bitti derken ManU'nun maglup, City'nin galip geldigi haberi! Yeter, bugunluk sanirim yeter...