Thursday 7 February 2008

Bukalemun

Futbolcular arasında kültür seviyesinin düşük olduğu bir gerçek. Okul ve kitaplara vakit ayıramayacak kadar yoğunlar. Artık 15 - 16 yaşlarında keşfedildiklerini, hatta büyük takımlara transfer olduklarını düşünürsek gerçekten vakitleri olmaması doğal. Ülkemizde de bu farklı değil. İşte bu toprakların ürünlerinden birinin röportajına rastladım Premier League sayfasında. Hani şu milli maçta basın tribününe el kol hareketi yapıp, sonra da niyeyse sahip çıkılan genç. Diyor ki : "I would never say anything about leaving Newcastle. I am focused on my future here. I love the city and i am very happy in the dressing room. Now i have to show everything for him (Keagan) and everything for the club. My aim though is to play more times than in the last three months." Şaşırtıcı derecede seviyeli bir açıklama. Şaşırıyorum çünkü; ya İngilizler farklı lanse ediyorlar ellerindeki değeri, ya bu çocuk çok geliştirdi kendini, ya da bizim basınımız elindekinin kıymetini bilmiyor. Burada konuşurken; biz delikanlıyız, önümüzdeki maça bakarız, hakem suçlu, taraftar futbolu bilmiyor (bu bazen haklı bir beyan), yöneticiler ilgisiz, yurtdışına gidebilirim ... Son ihtimal ise ülkesindekilere saygı duymuyor ama yurtdışındaki yabancılara saygısı sonsuz. Peki ırkçılığı asla soruşturmayan bir federasyon siyah beyaz formasını görmeksizin sorgulamadı mı defalarca bu futbolcuyu? Saygıda kusur etmemeye devam ...

1 comment:

Unknown said...

bence burda 2 olasilik var:

1) Emre'nin ingilizce seviyesi dusuk oldugundan, bu tarz roportajlar oncesinde calisiyor, diyeceklerini ezberlemese de genel olarak tekrarliyor, nasil desem diye danisiyor. Danistigi adamlar arda olm bak bunu deme aman soyle de diyr Emre'yi yontuyor olabilirler.

2) Burda Emre buyuk adam, orda kadroya girmeye calisan hep giremeyen yetnekli ama istikrarsiz futbolcu, got kalikligi scalasinda daha alt seviyelerde, yemiyor daha sert ve usturupsz konusmalar.

Bence aslinda ikisinin kombosu Emre'nin bu aciklamasi...