Monday, 1 September 2008

Açılış

Açılış maçları her zaman zorludur. Küçük takımlar kendilerini göstermek isterler, büyükler daha tatilden dönmemiş olur. Bu haftasonu İspanya ve İtalya açılışta sürpriz doluydu. Milan evinde ligin yenisi Di Vaio'lu Bologna'ya 1-2 kaybetti. Ronaldinho yürüyerek sağ beki çalım manyağı yaptı, Sheva girdi, Pato girdi, hayretmedi, Abbiati 2 geleni de aldı içeriye. Inter'in Sampdoria'da bir puanına sevinmeye halleri kalmadı. Barça ve Real deplasmanda kaybederken daha hazır olmadıklarını bas bas bağırdılar. Bu da klasik "geyik"tir. Sezon başı, hazır değiliz, formsuzuz, sanki herkes sezon sonu forma giriyormuş gibi. Birisi de sezon başı formda olup açsın arayı madem. Kayseri - GS, Aston Villa - L'pool maçlarını izleyen varsa güzel yanmıştır geçen vaktine; üretemeyen 4 takım, en olağan gelen Skibbe'nin hiçbirşey katamadığı GS. Liverpool transferle kafayı öyle bozdu ki, takım da dengesini bozdu. Riera geldi, Finnan - Voronin gitti. Neyse ki Tottenham da hiç top oynamadan Chelsea'den 1 puan çaldı, Benitez güçlü Villa deplasmanı bahanesine sığınabildi. Süprizler güzel oluyor ama golsüz sürpriz mi olur ki? Shaun - Wright köyüne döner dönmez 2 tane salladı Sunderland ağlarına, City toparlanır biraz ...

1 comment:

Unknown said...

o forma girme mevzuu son derece bilimsel bir olay aslında. İnsan yapısı gereği yüksek formuna ulaştığında onu belli bir süre koruyup daha sonra inişe geçiyor. Burda önemli olan o iniş ve çıkışı programa göre ayarlayabilmekten geçiyor.
Erken forma giren takımlar genellikle ilk yarı bitmeden düşüşe geçiyorlar. Bu yüzden Intertoto'ya katılmamayı seçen pek çok takım oldu geçmişte.Yüksek zamanı uzun tutmak ve onu önemli maçları kapsayacak şekilde yapabilmek önemli oluyor.

diyeceğim öyle biri de erken form tutsun kardeşim diye efelik taslamaya benzemiyor işin aslı blogcuu :)