Sunday, 30 November 2008

007

Gitmeden önce çok fazla kötü eleştiri duyarak beklentimi yerin dibine indirmiş bir şekilde sinema koltuğuna yerleştim. Filmi hiç James Bond müziği duymadan bitirdim. Sonra dönüp bakınca eleştirilerin haklı olduğunu düşündüm. Sonra kendi kendime kızdım, Bond'u nasıl beğenmem, deli miyim dedim. Beğendiklerimi sıraladım, neden böyle yapıldığına dair bahaneler ürettim. Birincisi Daniel Craig'in oynadığı ilk film kronolojik olarak ilk Bond filmiydi. Bu yeni filmle beraber nasıl Bond olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bunlar bahaneler olabilir (Batman'i de yeniden yapıyorlar ama neyse!!!). İçkisinin nasıl ortaya çıktığını, neden kırılmadık ceviz bırakmadığını anladık. Güzel. Mission Impossible tadında olmasa, hafif Bond tadı bulsaydım daha çok sevecektim. Olmamış demeye dilim varmıyor işte.

2 comments:

Selim said...

Sizin orda esas oglan kotu adami yenince alkisliyorlar mi?

Anonymous said...

valla bu filmde ne anlatiyorlarsa kizma.. Cunku Ian Fleming in romanindan aynen alinmis.. 50'li mi 60'li mi yillarda yazilmis Quantum of Solace..

*Is bu not ise tamamen sahsi bilgim dahilindedir.. Yaniliyorsam sorumluluk kabul etmem..