Friday, 21 August 2009

UEFA

2 takım beklenen sonla kapadı geceyi. Kadro yapısı ve tecrübesiyle ne Sivas'ın ne Trabzon'un bir üst tura geçmesi, bu rakiplere karşı, imkansızdı. İyi bir Fransız ekibi (ligde üst ve orta sıralarda) karşısında 3 büyükler harici şansımız olduğunu düşünmüyorum. Lucescu'nun da CL ön elemesi faciası sonrası Sivas'ta rahat maç çıkarmaması sürpriz olurdu.
Gelelim kazananlara. GS zayıp rakipler karşısında o kadar iyi hücum ediyor ki, her maç minimum 4 gol atacaklardır. Keita'nın dikine oyunu takımı sürüklüyor ve yeni transfer takımı bir üst seviyeye taşıdı. Zaten iyi kadronun üzerine eklenen Keita ve Elano, çok çok iyi bir hocayla gerçekten heyecan veriyor. GS'nin bu sene bu kupanın en üst turlarında göreceğimiz güçlü takımlarından biri olduğunun altını çizmek gerek. Messi'yi ters kanatta oynatarak efsane yaratan teknik ekip Arda'yı ortaya çekerek ona bir yön daha kattı ve Arda müthiş oynuyor. Oynadıkça ilerliyor ve kanat oyunculuğunu liderliğe çeviriyor. Bu maçlar ölçü değil ama GS gümbür gümbür iyi takımım diye geliyor. Bence sıkıntı iyi takımlara karşı takım savunması, savunmadaki bireysel hatalar ve yedek kalmaktan mutsuz olacak olanlar.
FB'de ise sakatlıklar aslında dün geceki galibiyetten daha önemli bir konu. Deniz ilk 11 başladığı maçta adale sakatlığı yaşayıp yerini Önder'e bıraktı. Mehmet Topuz, Alex ve şimdi de Deniz. Ortada bir sorun var ve sezon başında tespit edilmesinde fayda var. Maça gelirsek; ilk gol formu yükselen Kazım'ın ortasına güzel bir pasla ne sol açık ne sol bek olan Dos Santos'a gol attıran Güiza'nın. Gol yememiş olmak iyi bir gösterge ama takımın daha zamana ihtiyacı olduğu açık. Yedekleri daha iyi kullanmak şart. Özellikle Özer ve Mehmet Topuz verilen paraya ve emeğe değmeliler. Harcanırlarsa büyük kayıp olur. Takımın Türk oyunculardan alacağı verim bu sezonki başarı grafiğini belirleyecek. Üstelik ezeli rakip ses getiren transfer ve hocasıyla sağlam ilerliyorken...

No comments: