Evet o bir efsane. Büyük oyuncu. Büyük teknik direktör. Ama şu an ne yaptığını anlamaya çalışmak beni yoruyor. Torres ve Meireless’i kaybetmek sınıf düşmek anlamına gelmiyor belki ama Charlie Adam ve Jordan Henderson’ı takıma katmak “seviye”yi düşürmek anlamına geliyor. İngiliz takımları ne kadar üst düzey oyuncu barındırsalar da çok sert takımlardır. Kenny’nin buradaki amacı açık. Dinamik ve diri bir takım yaratmak. Takımı takım yapmaktaki sıkıntı ise aslında ayağına top yakışan oyuncu sayısında gizli. Gerrard ve Glen Johnson sakat. Tottenham maçında yaşanan ağır mağlubiyette takımın ilk 11’i şöyle :
Reina - Skertel-Carragher-Agger-Jose Enriqué – Henderson-Lucas-Adam-Downing - Suarez-Carroll
Bale’e karşı Skertel’den sağ bek iyi bir fikir değil. Flanagan bile daha çok iş yapardı, çünkü daha çevik, Bale 2 kartla zaten attırdı ağır stoper Skertel’i. 9 kişiyle biten maç. Takımda top oynama kalitesi yüksek olan oyuncu sayısı çok az. Skertel-Jose Enriqué-Henderson-Lucas-Adam-Carroll! Hepsi görev adamı. Nokta adamlar. Topu yanındakine verebilen, oyuncu eksiltemeyen sert karakterler. Dolayısıyla üretken olmalarını beklemek hayalcilik olur. Henderson’ın fazla hakkını yememek lazım, daha teknik ama şu ana kadar kendini kanıtlamayı başaramadı geride kalan maçlarda. Kenny’nin kafasındaki “taş” gibi takım iyi top yapmadan oynayamaz. Gerrard, Johnson, Kuyt, hatta Coates, hatta Bellamy bu takımda olmalı. Çünkü daha iyisi şu an yok eldekiler arasında.
Kenny’nin işi zor. Parasının çoğunu Carroll ve Suarez’e harcaması aslında kumar. Carroll tam bir belirsizlik…
1 comment:
vay paşam, sen futbolla ilgileniyor musun hala? özlemişiz
Post a Comment