Monday, 30 June 2008
Almanları Pampamladılar!!!
Friday, 27 June 2008
News
Cesc
Thursday, 26 June 2008
2008 Draft
Varan 1
Çok Güzeldi
Rüya gibiydi, sonu da rüya gibi bitti. Uyandırdı bizi Almanlar. Lineeker'in sözleri aklıma geldi, sonra Pierre hatırlattı, kaçınılmazdı zaten, ilk defa bu kadar iyi oynadık.
Bu kadar eksikle Almanya'yı, 45-60 arası hariç, sahadan sildik. Öne geçtiğimiz ilk maç turnuvada, ama sanki Almanlar her istediklerinde gelip golü attılar. Öne geçince deli gibi sevindim, birşeyler olabilirdi. Mucizevi bir 2. gol geldi yine, ama nedense sevinemedim bu sefer, sanki biliyordum birşeyler yolunda gitmiyordu.
Rüştü yine hata yaptı ve bizi mağlup duruma düşürdü, bunu unutmak lazım, çünkü Almanlar kazanmayı hiç haketmedi. Muhtemelen bundan önce elediğimiz ülkelerin futbolseverleri de satırlarına, gazetelerine benzer cümleler kurup aynı duyguları hissettiler. Sıra bizdeymiş. Finalde elenmekten daha az dramatik. Bu kadar eksik kalmamızın nedenlerini bulup bir sonraki turnuvaya taşımamalıyız. Almanya 11'inin 7 eksikle sahaya çıktığını düşünün, dün maçı rahat kazanırdık. Sesimizi bütün Avrupa hatta Dünya duydu doğru, ama Yunanistan hala bir önceki Avrupa Şampiyonu. Pozitif şeylere bakalım, Semih Şentürk Fenerbahçe'nin altyapıdan Türk futboluna kazandırdığı gelmiş geçmiş en büyük değer örneğin, Avrupa standartlarında bir golcü. Bu turnuva bizim için burada biterken tek dileğim Arda Turan'ın Avrupa'da büyük bir takımda oynaması. Hakemin ne kadar kötü olduğunu ve Schweinsteiger'in ne kadar iyi olduğunu söylemeye gerek yoktur herhalde.
Wednesday, 25 June 2008
Yeni Dönem
Bomba
Tuesday, 24 June 2008
Dream Team 2008
Carmelo Anthony
Carlos Boozer
Chris Bosh
Kobe Bryant
Dwight Howard
LeBron James
Jason Kidd
Chris Paul
Tayshaun Prince
Michael Redd
Dwyane Wade
Deron Williams
Bienvenue
Monday, 23 June 2008
Hasbel Kader
Vatan Haini
Saturday, 21 June 2008
Comeback Kings
Hırvatistan - Türkiye maçı başlarken olağan olarak Hırvatlar'ın daha üstün ve agresif olacağını, savunmada açık vermeyeceğini bekliyordu herkes. Ancak maça orta sahada Hamit ile başlayan Türkiye bu turu kolay bırakmayacağını ilk dakikalarda hissettirdi. Oyun oldukça dengeli başladı.
Tribünlerdeki Hırva üstünlüğü sahaya yansımadı ve tek şansımız olan uzaktan şutlarla rakip kaleyi yoklamaya başladık. Biraz direkler, biraz şans skorun değişmesine müsaade etmedi. Sabri ve Kazım'ın sağ kanattaki defansif hataları çok pahalıya malolabilirdi. Sağ kanadımızı savunmakta zorluk çekmemiz zaten en hassas noktamız olan stoperlerimizi de yıprattı. Emre Aşık oldukça dengeli oynadı ve Gökhan Zan'ın hatalarını kapattı.
Hakan Balta bir sonraki maç muhtemelen stoper oynayacak ve sol kanadı Uğur'a bırakacak. Oysa sol bekte, en azından savunmada hatalarını minimize etmişti. Bayern Münih'in bile ilk 11'de neden Hamit'ten vazgeçemediğini herhalde maçın adamı seçen UEFA da anlamıştır. Neyse ki Türkçesi kadar ağır aksak değil futbolu. Muhteşem bir dinamizmle Hırvatları bunalttı. Çok emin ve teknik bir profil çizdi. Takımın eksikleri bu kadar çokken bir lider gerekiyordu ve bu maçta ne Arda ne de Nihat'tı. Gurbetçi Hamit gurbette bizi sonuna kadar taşıdı. Topal'ın ligin 2. yarısındaki çıkışını devam ettirmesi ve Tuncay'ın kaos yaratan toplu - topsuz koşuları orta sahayı Hırvatlar'ın ne Modric'le ne de Rakitic'le ele geçirmesine izin vermedi. Hırvatlar maç içerisinde çok net olmasa bile iyi pozisyonlar yakaladılar ama uzatma anları başlayınca bu kadar yorulmuş olmaları televizyondan maçı izleyenleri bile şaşırttı. Herkes maçın penaltılara gitmesini beklerken, buna sahadaki Hırvat futbolcular da dahil, Rüştü Fenerbahçe'de görmeye alıştığımız yanlış ceza sahası çizgisi çıkışlarından birini yaptı. Modric Tottenham'a neden 15 milyon euroya mal olduğunu ispatlarcasına topu aldı, düzeltti, Klasnic'in kafasına yumuşakça kesti. Zan'ın elle kesme çabalarına rağmen Klasnic kafa-omuz karışımı bir vuruşla ters ayakta yakalanan kalecimizi mağlup etti. Herşey bitmişti o an. Artık 2 son dakika mucizesi yaşatan takım yere düşmüştü. Son anların kahramanları son anlarda vurulmuştu bu sefer. Yıkıldık. Santra yaptı kırmızı formalar. Umutsuzca topu ileri doldurduk. Kenardan Bilic'in oyuncu değişikliği gelirken Rüştü 35 yaşına kadar yaptığı en düzgün vuruşla topu rakip ceza sahası içine gönderdi. Stoperlerimiz zaten ilerideydi ama Emre Aşık topa zıplayıp 2 kişiyi kenara aldı ve her zaman iyi pozisyon alan mucize adam Semih, top savunmaya çarpsa da, sol ayağıyla bizleri bu kadar da olmaz dedirtecek bir haykırışa sevk etti. Gol olmuştu. Tuncay'a ne zaman sus yapması gerektiğini konuşmadan anlattı Semih. Dakika 120+2'ydi. Golü yediğimiz dakika ise 118'in sonları. 2 dakika önce çılgınlarca sevinmelerine bin pişman Hırvatlar yerdeydi. Penaltıları kazanacağımız o kadar açıktı ki, kimse acaba bile demiyordu. Elemelerde Rusya ve İngilizler'i ekarte eden, gruplarda Almanlar'ı yenen, genç ve sert, Modric ve Rakiticli yükselen yıldız Hırvatistan Türk liginin gol kralının az kullandığı ayağından çıkan şuta mağlup olmuştu. Sonra beklenen oldu; Modric ve Rakitic kaçırdı, Petric'in vuruşunu Rüştü çıkardı. Arda, Srna, Semih ve Hamit attı. Yarı finale böyle harika bir maçla çıktık. Maçı 90 dakika içerisinde kazansak ne biz bu kadar sevinirdik, ne de Srna hüngür hüngür ağlardı. Şimdi rakip Almanya. Tarihimizde ilk kez Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynayacağız. Yıl 2008.