Monday, 30 March 2009
Ramosmania
Çok iyi başladık. Saygı duyduk kendi takımımıza ekran başında. Nihat'ın inanılmaz formsuz bencilliği olmasa öne bile geçebilirdik. Arda'nın oyunda var olmayışı ile İspanya'nın sahada olmayışı arasında benzerlikler vardı. Her ikisi de topsuz oyunda kaybolan, silinen figürler. Nitekim Arda göbeğe doğru top almaya geldikçe Ramos sağ kanadı yol geçen hanına çevirdi. 80'li dakikalarda en son altıpasta röveşata ile gol kovalıyordu. Torres'i bir anlık dalgınlıkla kaçırışımız ve mimiksiz hakem Busacca'nın yarattığı ucuz faulden gelen klasik yan kafa topu hatası maçı bitirdi. Sonra da uyuduk. Semih'in çıkışı Bülent Korkmaz'ın Hamburg maçındaki Hasan Şaş hamlesi gibi bir hataydı. Maçı ileride tutamaz olduk. İspanya rahat oynamaya ve ayağa paslarla bizi yormayı başardı bu andan sonra. İlginç bir diğer nokta ise İspanyolların bizim milli marşımızdaki saygısızlıklarıydı. Nedense bir uğultu ile beraber okuduk milli marşı. Onlarsa coşkuyla binlerce bayrak salladılar. Muhtemelen çarşamba günü Sami Yen'de marşlarını duyamayacaklar, çünkü biz tepkiyi abartırız. Yine de iyi bir tecrübeydi. Madrid'de resmi milli maç tecrübesi kolay elde edilebilecek birşey değildi.
Labels:
Futbol
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment