Bir önceki Türkiye macerasını hepimiz biliyoruz Hollandalı teknik adamın. Dansözler, flaşlar… Komikti. Kariyerinin hiç de fena olmayan bir döneminde onu Türkiye’ye getirmek büyük iş, bunu kabul etmek ve başaranları kutlamak lazım. Çok önce değil, geçen sene Chelsea’yi binbir ricayla çalıştıran bir adamdan bahsediyoruz. Rusya’da yaptıkları, diğer küçük futbol ülkelerinde başardıkları yadırganacak işler değil. Yaşayan birkaç efsane hocadan biri gerçekten. Elinde iyi bir kadro, başarıya hatta finallere gitmeye aç bir takım, maddi kaynakları sağlam bir federasyon ve dengesiz bir kamuoyu var. Her fırsatta eleştirmek için bahane arayan, yıllarca tüm dünyaca kabul edilen kariyerleri bir kalemde silen cahil kalemler. Duygusalız, her konuda olduğumuz gibi futbolda da çok duygusalız. Senelerce bu kadar emek, para, ilgi, sevinç, kavga harcamış olmanın hırsından belki de. Bu emek başka bir spora, mesela basketbola kaydırılmış olsa şu an değil Avrupa’nın Dünya’nın en önde gelen basketbol ülkelerinden biri olabilirdik. Hiddink Rusya ile nereye kadar gidebileceğini biliyordu. Yeni federasyon başkanıyla devam edemeyeceğini de. Bu takımla şampiyon olabileceğini de biliyor. Buraya gelmesi için çok iyi para almıştır mutlaka ama Otto Rehhagel’in yaptığını tekrarlamayı da çok istiyordur. FB macerasından sonra buraya gelmesi buradan sanıldığı gibi bıyıklı Türkleri sevmeyerek ayrılmadığını da kanıtlıyor bence. Ya da herşeyi o kadar da ciddiye almadığını. Türk A Milli Futbol Takımı büyük bir taktisyene emanet. 2012 ve 2014’te en az bir yarı final görebileceğimiz umudunu taşıyorum.
No comments:
Post a Comment