Monday, 25 January 2010

Derbinin Kralı

Kar ve fırtına eve kilitledi hepimizi. Elbette istisnalar vardı futbol sevgisinin peşinde stada koşan. 3 gün maça doyduk. Çok fazla canlı yayın var malum. 10'un üzerinde canlı yayın olunca insan seçici olmak istiyor, yoksa futbolun da keyfi kaçacak. Nihayetinde o 3 günün en doyurucu maçı son gece geldi, Milano San Siro'dan. Inter-Milan, arada 3 puan varken (Milan eksik maçı kazanırsa) siyahın mavi eşlisinin ev sahipliğinde kırmızılısını ağırlıyordu. Eksikleri olan ve arkadan kovalanan Inter bence maç başında favori değildi. Kilo veren, forma giren, forma girmesiyle takımı bir adım ileri taşıyan Ronaldinho'ydu bence favori. Eto'o Afrika Kupası'nda, Inter eksikti. En azından biz öyle zannediyorduk ki, Milito-Pandev ikilisi darmadağın etti Milan savunmasını. Aslında eksik olan Milan'ın tandemiydi. Nesta olmayınca Thiago Silva'ya yaşlı kurt sol bek Favalli eşlik etti. Kötü de oynamadı. Milan ipleri elinde tutarken uzun bir topta Abate hata yapınca Milito yapıştırdı alt köşeye. Sonra Mourinho'nun istediği maça döndü. Evinde 100'ün üzerinde maç kaybetmeme serisi yapmış efsane bir genç hocadan bahsediyoruz. Ev sahibi bu morali Sneijder'in atılmasına kadar sürdürdü. Bir pozisyonu hakemle çarpışarak kaybeden Hollandalı, hem de çok çok iyi oynarken, alkışladığı hakem tarafından dışarı gönderildi. Çıldırdı ama Rocchi maça o an sanılanın tersine hakim oldu. Mourinho sistem takıntısı olmayacak kadar vizyonu geniş bir adam. Chelsea'de 4-2-3-1 oynatıyordu, Inter'de, ligin en güçlüsü olduğunu bildiği için 4-3-1-2 oynuyor. Tabii bunlar "bence"! Sneijder atılınca 4-3-2 ile idare etti. Ve Pandev belki de Eto'o'dan çok daha iyiydi. Yeni transfer muhteşem oynadı. Rakibi Borriello topa vuramazken, o çalım attı, pas verdi, top taşıdı, top tuttu, top dağıttı ve frikikten muhteşem bir gol attı. Eto'o-Milito-Pandev-Balotelli-Arnautoviç! Kadro derinliği ortada. Leonardo ise zaten Ronaldinho'dan başka bayrağı teslim edecek kimse bulamamıştı, elindeki bu kadro ile buraya gelmesi bile büyük başarı. Hakkını yemememiz gereken diğer adam da Pirlo. Tecrübesiyle Inter'i zorlayan tek adamdı. Ama her Mourinho takımı gibi, en azından son üçü, muhteşem bir takım savunması yaptı Inter. Ön alan o kadar dardı ki, Ronaldinho şov yaparak 2 kişiyi geçse üçüncüsüne çarpıyordu. Penaltısı da vatandaşı ve dünyanın şu an belki de en iyi kalecisi Cesar'a çarptı. Kaptan Zanetti hala o kadar diri ki, en değme Inter taraftarından daha yürekli ve fanatikçe oynuyor. Saygılar sunuyorum, Mourinho gidene kadar Inter'i yakalamak zor. Zaten önce kadro kalitesinde yetişmek lazım. Juve de süründükçe Inter tekeli sürer gibi.

No comments: