GS Rijkaard'ı takımın başına getirirken sadece bir teknik direktör değil, aynı zamanda bir vizyon da kiralamış oldu. Geldiği günden bu yana Rijkaard gerek takıma, gerek yönetime, gerekse taraftara farklı bir bakış açısı armağan etti. Türkiye'nin anormal koşulları sebebiyle yaşadıkları adaptasyonunu geciktirse de, camianın futbol takımının nereye gitmek istediğini anlaması artık zor değil. Tarihinde UEFA Kupası olan bir takımın Canaydın yönetiminde sinesine çekilmesi ve ezeli rakibinin sansasyonel haberleriyle geride kalma devri artık kapanmış gibi görünüyor. Yaklaşık 1,5 senedir Haldun Üstünel ve Adnan Polat, daha doğrusu yönetim birşeyler deniyor. Burada bir arayış var. Futbol camiasına yakın ya da uzak herkesin tanıdığı isimler, hem de ikişer üçer giriyor sarı kırmızılı antrenman sahasının kapısından. Maliyetler de makul seviyede. Bu arayış eninde sonunda, tabii sürdürülebilir olduğu sürece, iyi bir kadro kimyası tutturulması ve sportif başarıyla sonuçlanacaktır. Rijkaard'ın bu transferlerde yol gösterici, hatta futbolcuları GS kulübüne getiren ana etken olduğunu görmek gerek. Yönetim esas transferi ilk burada yapmış görünüyor. Rijkaard'ın gelmeden önce istediği transferleri yapma şartı koyup koymadığını bilmiyorum. Geçen sezondan itibaren yapılan işler bu sezon ivme kazandıysa, bunda geçen sezon alınan dersler ve Rijkaard'ın gelişinin büyük etkisi var. Gelinen noktada; aşağıdaki kadroyu bir PL takımında (Türk oyuncuları İngilizlerle değiştirdiğimizde) görüyor olabilirdik, ne mutlu ki Turkcell Süper Lig'de izleyebileceğiz.
L.Franco
Uğur-Neill-Servet-Hakan
M.Sarp
Keita-Elano-D.Santos
Arda
Jo
No comments:
Post a Comment