Sunday, 2 March 2008

1,2,3 Yetmez ...

Bu tip olaylara rastlama şansı nedir bir insanın? Tv'de bir basket maçı izliyorsunuz. Ev sahibi takım son saniyesine 79-79 girilen maçta saliseler kala bir basket buluyor. Tribünler, oyuncular ayakta, sevinç gösterileri. Rakip yıkılmış. O kadar eksik bir takımla deplasmana gelmesine rağmen maçı bir ara 10 farka çıkarmış ama sonlarda baskıyı kaldıramamış ve maçı buzzerla kaybetmiş bir halde. Herkes soyunma odasında. Tribünler boş. Tv kanalı değiştiriyor, başka programlara dalıyorsunuz. Sıkılınca bilgisayarın başına geçiyorsunuz 2-3 saat sonra. Bakalım ne yazmışlar maç için, istatistikler ne alemde diye heyecansız gözlerle bakarken şu satırlar çarpıyor gözünüze : "Yunan komiserin ısrarı ve Lietuvos Rytas yetkililerinin ısrarıyla son saniye basketi tekrar tekrar izlendi, kararın net olarak anlaşılamadığına karar verildi ve maç uzatmaya gitti. 50 dakika sonra tekrar başlayan maçta FB Ülker rakibini (tekrar ve bir daha) 95-91 yendi." Şaka mı? Hayır değil. Üstelik bu sarı lacivertlilerin başına 2. defa geliyor yanlış hatırlamıyorsam. Neyseki kadroda ulu insan Willie Solomon var. Yalnız maç içerisinde bazen oyundan öyle kopuyor ki eyvah maç gitti diyorsunuz. Harika asistini birisi yiyince veya üst üste hücumlardan boş dönünce çakıyor erken bir üçlük, tutarsa ne ala. Mirsad'ın eksikliğinden bahsetmek istemiyorum çünkü o rotasyonda bildiğiniz üzere 3-4 dehşet genç var. Vidmar'ı da bunlara eklemekte tereddüt etmiyorum. Ömer Aşık her geçen gün biraz daha etkileyici bir performans göstermeye başladı. Semih ile iyi bir ikili oldular. Pota altına girmeye yürek ister bu Mutombo gençlerini görünce. Macera dolu akşam mutlu sonla bitti. Tabi Efes'in 8 kişilik kadrosunun Partizan'a beklenen mağlubiyetini saymazsak.

No comments: