Thursday, 6 March 2008

Rüya

FB 3-2'lik maçın penaltı atışlarında Sevilla'yı Sanchez Pizjuan'ın çimlerine gömdüğünde heyecandan çoğu detayı atlıyor insan. Yukarıdan bakamıyor olaya. Sevinç, mutluluk, heyecan, şaşkınlık hepsi karışınca tuhaf bir sel bünyeyi zorluyor. Gözler görmüyor, kulaklar duymuyor. Kimin nasıl oynadığının önemi çok değil. Sonuç bir rüyayı gerçekleştiriyor çünkü. Uğur Boral'ın FB'ye geldiğindeki zayıflığından ünlü Alves'i yerlerde süründürmesine mi şaşırsam, geçen sene gönderilmesi neredeyse kesin olan Deivid'in CL'de takımı taşımasına mı sevinsem, Gökhan'ın maç içinde kart gördükten sonra oyuna kendini adapte edişine mi takılsam bilemiyorum. Capel için dizdiğim övgüleri geri almayacağım ama FB maçında kendini her yere atışında aslında hala olgunlaşmadığını farkettirdi futbolseverlere. Sarı lacivert sağ bek karşısında erirken çaresiz kaldı. Puyol'u perişan etmişti oysa ki. Volkan 2 kötü gol yedikten sonra 3 penaltı atışı kurtaracak bir morale nasıl erişti? Zico Alex'i penaltı atışlarına gitmeden 3 dakika önce oyundan aldı! Kezman ve Edu eleştirilere belki de son noktayı koyacak kadar ispatladılar kariyerlerini. Aurelio'yu zaten biliyoruz. Carlos'un yarı yerli kopyası Vederson'un performansı göz ardı edilemez. Tek tek yazmak doğru değil zaten. Bu bir takım oyunu ve biraz şans biraz dişliler turu getirdi. O kadar çok etken var ki. Rakibi küçümseyen Jimenez de bunlara dahil. Çarşamba maçı yayınında İlker Yasin; bu iki takım FB'nin olduğu yere çıkmak için mücadele ediyor derken tuhaf hisler uyandırdı. Oynayanlar Madrid ve Roma. Daha ileri gitmek mi? Arsenal - Chelsea - Man U - Schalke - Roma - Barça - Inter/L'pool. Neden olmasın? Şu anki noktada bir hayal değil miydi?

1 comment:

Selim said...

Iki onceki yazini (burdan) "Türk sporu için bu maçı alın...Bu maçı almak Rönesans'ın başlaması demek." diye bitirmistin. Hadi len dedim kendi kendime. Sonra aldiniz. FB antipatim pek sevinmeme izin vermedi ne yalan soyleyeyim. Ote yandan ne fark var ki, biz de cok iyi bir donem gecirdik, UEFA bilmem ne, hepsi geride kaldi, hic de ronesans olmadi goruldugu uzere dedim. Biraz haset tabii.

Ama biraz dusununce ustune, soylediginde bir gercek payi var. Donemin Galatasaray'i ile karsilastirmak cok dogru degil su anki tabloyu. Fener'in arkasindaki muazzam ekonomik guc ona buyuk bir momentum katiyor ve bunu uluslarasi sportif basarilarla desteklediginde gercekten Turk sporu adina faydali olabilir.

Sonuc olarak bunu soyleyecegim aklima gelmezdi ama basarilarinin devamini diliyorum FB'nin Avrupa arenasinda. Ne olursa olsun su aralar Ermeni soykirimcisi, Kurt katili ve Iliman Islamcidan baska bir sekilde gorulmek adina bile guzel bir gelisme.