Tuesday, 29 April 2008

Çıldırdılar #2!

Premier League'de eksik tek maç oynandı. Gol ortalaması biraz daha yukarı çıktı; 3,6. Arsenal Derby'yi 6-2 yendi. İngiltere'ye iltica etmeme çok az kaldı!

Euro '08 Karalamaları

Elemeler oynanırken finallere kalsak ne olur, kim oynayacak milli takımda deyip karamsar bir tabloya bakakalmıştık futbol gevezeleri. Bugün biraz düşündük, aklımıza bir 11 geldi tereddütsüz. Fatih Hoca ne yapar bilinmez, ama yazalım kuldan saklamak olmaz.

1- Volkan D. (Aykut)

2- Gökhan G. (Uğur)

3- Balta (Volkan Y.)

4- Servet (Toraman)

5- Emre (Zan)

6- Topal (Emre B.)

7- Gökdeniz (Topuz)

8- Aurelio

9- Nihat

10- ? (Şükür, Halil, Semih)

11- Arda (Tuncay, Uğur)

Monday, 28 April 2008

Çıldırdılar!

Premier League'de maçlar çığırından çıktı! Bu hafta oynanan maçlarda gol ortalaması (Arsenal maçı henüz oynanmadı!) 3,1! NBA Playoffları var diye sanırım Premier League maçların ritmini gazladı. Skorlar ve goller aşağıda, dikkatli inceleyerek bile heyecanlanabilirsiniz.

Chelsea 2-1 Man. United
Ballack 45, 86(p) - Rooney 57

Man. City 2-3 Fulham
Ireland 10, Mwaruwari 21 - Kamara 70, 90, Murphy 79

Sunderland 3-2 Middlesbrough
Higginbotham 6, Chopra 45, Pogatetz 90(o) - Sanli 4, Alves 73

Tottenham 1-1 Bolton
Malbranque 52 - Giannakopoulos 46

West Ham 2-2 Newcastle
Noble 10, Ashton 23 - Martins 42, Geremi 45

Wigan 0-0 Reading

Birmingham 2-2 Liverpool

Forssell 34, Larsson 55 - Crouch 63, Benayoun 76

Portsmouth 0-1 Blackburn
Santa Cruz 74

Everton 2-2 Aston Villa
Neville 56, Yobo 84 - Agbonlahor 80, Carew 86

SOCCER-CHAMPIONS/VALENCIA

Kritik maçta rotasyona giden Ferguson kaybetti. Grant Benitez'den sonra Ferguson'u da üzdü ama sonunu getirecek mi 2 ayakta da göreceğiz. Ballack ve Drogba'nın frikik mücadelesi enteresandı. Carvalho Rooney'e gol pasını verirken ne kadar üzüldüyse, Ballack 86'da penaltıyı gol yapınca bir o kadar sevinmiştir. Ballack Lampard'ı aratmadı. Puanlar eşit, averajda uzak ara Man U önde, kalan maçlar aşağıda.

Man U - West Ham

Newcastle - Chelsea

Wigan - Man U

Chelsea - Bolton

Ribery

Golleri inanılmaz güzel, spikerler ayrı bir güzel. Bayern'in şampiyonluk için sadece 1 puana ihtiyacı var. Bir de Toni'ye. Yine açılış golünü attı ve rekora gidiyor.

Sunday, 27 April 2008

TBL Playoff Eşleşmeleri

Efes eriyor, GS ligin kapanış maçında fark attı rakibine. Karşıyaka elerse şaşırmam.

1. Beşiktaş Cola Turka - 8. Bandırma Banvitspor (1-0)
2. Efes Pilsen - 7. Pınar Karşıyaka (0-0)
3. Fenerbahçe Ülker - 6. Antalya Büyükşehir Belediyesi (0-0)
4. Türk Telekom - 5. Galatasaray Cafe Crown (0-0)

Hakeden Kazanır!

Maçı izlemedim ama Rıdvan Dilmen'i bu kadar sinirli görünce GS'nin maçı kazanmayı hakettiğini anladım. Deivid'den sol açık, Uğur Boral'dan sol bek, böyle tansiyonu yüksek bir maçta yaratılamayacağını sadece Zico usta görememiş. Bursa, İBB, Ankaraspor maçlarından biri sanmış olacak ki puan kaybedesi gelmiş. Fiziksel açıdan bitmiş görünen bir takım olduğu konusunda herkes hem fikir. Appiah ve Deniz'in yerini Maldonado dolduramadı bu da çok açık. Koşamamanın özürü olamaz. Rotasyon işte bu anda gerekir, Bursa maçında değil. Man U Chelsea maçına 3 puan +18 averaj farkıyla tek rotasyonla çıktı. Zico ise bu takımı lige bir türlü hazırlayamadı. Inter maçına ben bile motive olurum. Önemli olan Kasımpaşa maçı öncesini yönetebilmek. Teknik direktörsüz bir takıma şampiyonluğu ikram ediyorsan, (ki ben buna katılmıyorum, şu anki teknik kadro Kalli'den 1.000 kat üstün) üstelik tarihinin en başarılı sezonunda, bu ciddi çelişkidir. Servet, Emre, Mehmet Topal, Aykut GS'nin şampiyonluğunun özverili ayaklarıdır. Alkışı hakediyorlar. Lincoln kadar para kazanamıyorlar ama sarı kırmızı kalplerde yerleri hazır. Kalli'yi gönderenler, Kezman mı Semih mi sorununu çözemeyenlerden ilerideler. Dilmen A takımın teknik ve idari kadrolarını seneler sonra belki ilk kez bu kadar sert eleştirdi. Yarışmacı olmayan kültür, daha zayıf ama yarışmacı olan kültüre yenilir oldu son zamanlarda. FB tarihinin en başarılı ve en başarısız yıllarını bir arada yaşıyor. Şampiyonluğu son haftada kaybettiren Denizli'yi deplasmanda yenemeyen, kupada rezil bir maç sonrası elenişinin rövanşını alamayan bu gençler taraftarını hayal kırıklığına uğrattı. GS galibiyetleri FB için eskiden çıkış olurdu, Avrupa başarıları daha ön sıradaydı sarı kırmızılılar için. Roller değişti. Yoksa fazla mı yabancılaştı FB? Kezman'a katlanmak kaybettirdi tüm kupaları. Belki de bu senenin çeyrek finalisti seneye CL'de olamayacak. Hasan Cemal haklı çıktı, kutlu doğum haftası hayırlı olsun!

Acı Hayat

Acımasızdır bazen hayat. Dinlemez sizi. Olmaz istedikleriniz. İstemedikleriniz olur, aklınıza gelmeyenler. Mutsuz olursunuz. Bitti sanırsınız, bitmez. Bir daha, bir daha vurur. Tamam dersiniz, artık geçti fırtına. Dinmez aslında, sessizdir sadece, patlar bir anda. Yerle bir eder kalbinizi. Tutunacak yer bulamazsınız. Uzanır eller size, siz yakalayamazsınız. 150 ile giderken gece boş yolda, hafif bir direksiyon hareketiyle bariyerle kucaklaşmak istersiniz. Olmaz, bunu da beceremezsiniz. Zordur cesur olmak. Parçalanmış kaderiniz sıkar boğazınızı, nefes alacak küçük bir yer bırakır, yaşayabilin ki daha çok acı çekin. Yaşa ama kalkma ayağa. Susarsınız sonra, gömersiniz derinlere acıları. Ne gelir ki elden, mecbur. Onlar ölmek istemez, çıkarlar gün yüzüne. Uyumak istersiniz kaçmak için zor nefes almaktan. Kaçamazsınız. Eninde sonunda uyanacaksın, unutma. Unutursan uyanınca hatırlarsın hem kaderini, hem acını. Vazgeçmek olur mu hayattan? Olmaz. Tutunabilecek bir dost, bir sevda varsa vazgeçmezsiniz, isteseniz de vazgeçemezsiniz. Çabalarsın birşeyler yapmaya, olmaz, üzersin etrafındakileri, kaybedersin yavaş yavaş. Yapayalnız kalırsın o an. Sevilmeyi unutursun. İlerleyemezsin, tembelleşirsin, göremezsin, çabalayamazsın, güç kalmaz bir adım ileri atacak. Sitem! Zincirleri kırma zamanı değil mi? Peki ya arkandakiler? Kıramazsın, kurtulamaz, kıvranır durursun keserken demirler tenini. Acın büyür, iz bırakır geçtiği yerde. İyileşir sonra zamanla. Ama bıçak keserken acıtır o yara iyileşse de birgün. Bundan kurtuluş yok. Ağlamaya devam o zaman ...

Friday, 25 April 2008

Chelsea - Man U

rb2

Bu haftasonu çok kritik maçlar var büyük liglerde. İngiltere'de Chelsea - Man U belki de en güzel maç olmaya aday. Bunun yanısıra Madrid şampiyonluğunu ilan edebilir, GS-FB maçı kalp hastalarının izlemesi yasak olan maçlardan. Dönelim en tempolu geçmeye aday maçımızın detaylarına. Chelsea aylardır kovalayıp yakalayamadığı Manchester'ı 3 puan geride Stamford Bridge'de kıstırdı. Manchester uzun zamandır deplasmanda Chelsea galibiyeti alamıyor, ama pek ihtiyaçları da yok aslında. Averaj olarak çok ilerideler Chelsea'den (Man U +54, Chelsea +36). Başka ilginç bir nokta ise Chelsea'nin evinde hala hiç mağlup olmamış olması. Rituel bu sefer bozulursa geçen seneki gibi Kırmızı Şeytanlar'ı alkışlarla selamlamayacakları kesin. Ama Manchester Barça maçını düşünerek yedek ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıkarsa bu maçın tüm büyüsü bozulabilir. Alex Ferguson Mourinho gidince sataşacak kimseyi bulamıyor, Grant zaten zor ayakta duruyor, ama Benitez'i üzmeyi başardı, bunu da unutmamak lazım. Tuhaf maçlar denk geldi bu sezon sonuna, Barça belki de şampiyon Real Madrid'i ağırlayacak yıllar sonra evinde.

Sensiz Olmaz Toni!

news_manset_resim_mf_Ribery003

Bayern onsuz çok eksik kalıyor. Getafe maçı gibi bir ilk maç. Nedense ilk maçlar hep Münih'te. Getafe de bunu yapmıştı, ama Zenit Leverkusen'i çok hırpalamıştı önceki turda. Ribery penaltıyı kaçırıp ancak tamamlayınca öne geçse de Almanlar Lucio kendi kalesine atıp canlarını sıktı. Podolski'nin son dakikada %100 gol pozisyonunu değerlendirememesi bakalım Rusya'daki maçta aranacak mı? 2. maçta Advocaat oldukça önemli bir avantajı elinde tutuyor ve Zenit'i Rusya'da yenmek pek kolay iş değil. Getafe mucizesinin tekrarlanması da zor ama Toni dönecek, o yüzden büyük konuşmamak lazım. Hazır Bayern'den söz açılmışken Lahm ve Schweinsteiger'in gelecek sezon sözleşmeleri sona erecek ancak hala kontrat yenilemediler. Schweinsteiger muhtemelen yeniler ama Lahm'ın İspanya ya da İngiltere'ye gidebileceği konuşuluyor. Hem sağ hem sol bek oynayabilen, A milli genç bir Alman'ı kim istemez ki! Gecenin diğer maçında gol çıkmadı. Glasgow İtalya'da önceki turda yaptığı sürprizi yaparsa 2 eşleşmede de tekerrür söz konusu olacak. Ancak Fiorentina CL hakkı kovalamanın yanı sıra bu kupayı da çok önemsiyor ve Mutu için yeniden doğuş maçları. Sanırım Glasgow'un aklı bu haftasonu oynanacak Celtic maçında kaldı. Evde gol yememek hiç fena strateji değil aslında.

Final 14 Mayıs'ta burada; City of Manchester Stadium ...

Sexiest Ever 2008

tn2_megan_fox_1

FHM yapmış, faydalanalım ... Numero uno; Megan Fox!

Thursday, 24 April 2008

Street Kings

IMDB 7,4 vermiş ama bence daha fazlasını hakediyor. Keanu ve Forest gayet başarılı bir performans sergilemiş. İyi polis kötü polis filmi. Ama tabii ki ve her zaman, beklenti olmadan gidince beğenip çıkıyorsun ortanın üstü bir filmden. Çok şaşırtıcı bir senaryosu yok, ama ben çok fazla oyun oynayan bir adam olarak nedense Max Payne tadı aldım, biraz da Hitman. Sanırım Keanu'nun kulandığı arabadan kaynaklandı. Uzatmayalım, tatmin olmuş çıktım filmden.

Nemanja Vidic

400x400_NemanjaVidicNew

Kadrodaki her adamın adını bildiğiniz bir takımda, hiç ummadığınız biçimde alınan genç yetenek ilk 11'in değişmezi olunca şaşırıyorsunuz. Uzun süredir oynuyor (95 maç olmuş) ve düzenli yer buluyor Vidic Man U'da. Ferguson, Vidic'in sakatlık dolayısıyla (mide) Chelsea maçında oynayamayacağına dair açıklama verince artık bu adam genç değil demek lazım geldi. Ferdinand ile beraber oynamak hayatı ne kadar kolaylaştırsa da (dün akşam Brown'a şuraya git buraya git diyecek kadar hatır sahibi kendileri Nou Camp gibi bir deplasmanda bile), vazgeçilmez olmak Kırmızı Şeytanlar için kariyer ön koşulunu sağlamadan zordur. Meğer milli takımdan sessiz sessiz geliyormuş, ben farkedememişim. Kafa toplarında çok iyi, kornerlerde olmazsa olmaz gol arıyor ve atıyor. Skrtel'in Drogba'yı sahadan silmesini nasıl keyifle izlediysem artık onu da ayrı bir gözle izleyeceğim. İyileştikten sonra tabii ki ...

TBL'de Son Hafta

2007-05-14_basket002

Playoff öncesi son maçlar oynanacak bu haftasonu. Son yılların en güzel playoff karşılaşmalarını izleyeceğiz belki de. Final Efes - Ülker olacak diyemiyor artık kimse. Favorisi bile yok bu sene ligin. Çok denk ve iyi takımlar eşleşecek. Bir adım ileride olanlar var evet, ama ULEB çeyrek finalinde gördük ki favoriler her zaman kazanamıyor. Son haftanın büyük maçı GS - Efes. Sıralamayı etkileyebilir bu maç. Şu anki sıralama aşağıda. Haftasonu tekrar bakalım, eşleşmeler değişecek mi?

  1. Beşiktaş Cola Turka
  2. Efes Pilsen
  3. Fenerbahçe Ülker
  4. Türk Telekom
  5. Galatasaray Cafe Crown
  6. Antalya Büyükşehi Belediyesi
  7. PInar Karşıyaka
  8. Bandırma Banvitspor
  9. CASA TED Kolejliler
  10. Oyak Renault
  11. Mersin Büyükşehir Belediyesi
  12. Antalya Kepez Belediyesi
  13. Mutlu Akü Selçuk Üni.
  14. Darüşşafaka
  15. Alpella
  16. TTNet Beykoz

CL Semi Final 1st Leg

Beklendiği gibi az gollü oldu her iki karşılaşma. İngilizlerin kapışmasında zaten alışılageldik kısır futbol tekerrür etti. Chelsea savunması bir kere açık verdi, orada Kuyt golü buldu. Aslında Gerrard ve Torres skoru değiştirebilecek fırsatlar yakaladılar ama talihsiz gündü. Torres'in sırtına gelen Carvalho ve Terry dirsekleri hakem maç içinde kabul etti. Tipik bir Premier League maçı gibiydi, hakem dahil. Herkes maç böyle biter diye düşünürken Chelsea son yarım saatteki üstünlüğünü gole çeviremeyen beceriksizliğini bir Liverpool savunma oyuncusu sayesinde unuttu. Riise, sakatlanan Aurelio'nun yerine girmişti, talihsizlik sağlam kalan sol bekin de peşini bırakmadı. Kendi kalesine attığı golü ondan çok Benitez unutamayacak, çünkü deplasmanda Chelsea'ye gol atma konusunda pek parlak bir geçmişi yok İspanyol teknik adamın.

untitled

Gelelim esas karşılaşmaya. Bence tarihi açıdan daha önemli bir eşleşmeydi Barça - Man U yarı finali. Elinde sadece CL ve El Classico kalan Barça varını yoğunu ortaya koydu. Bu sezon oynadığını hiç görmediğim Deco bile hazırdı, iyi oynadı. Esas parlayanlar ise İspanyol orta saha dinamoları Iniesta ve Xavi. Teknik, fiziksel ve mental olarak şu an dünyanın her takımında oynayabilecek, en sorunsuz ve uymlu iki yerliye sahip Katalan ekibi. Ne Eto'o, ne Messi onlar kadar önemli değil Barça için. Onlar daha önce gelip giden Maradona, Ronaldinho veya Ronaldo olmayacak asla. Çünkü Barça'nın yıldızı hep var ama bu kadar yıldız görev oyuncuları hiç oldu mu bilmiyorum. Man U bu sezonki en etkisiz futbolunu oynadı belki de. Mahkum, oyun kuramayan, net olmayan ama yine de hatırı sayılır pozisyonlar veren Kırmızı Şeytanlar, şımarık Ronaldo'nun 2. dakikada kaçırdığı penaltıyla bizi bol gollü bir maç izlemekten alıkoydular. Ama Old Trafford'da sızlanan Ronaldo bir canavara dönüşecek ve belki de kariyerinin en kötü performanslarından birini sergileyen Rooney intikamını alacak gibi görünüyor. Tevez'in bu kadar koşabileceğini de asla hayal edemezdim. Dünyanın en etkili forvetlerini durduran savunma Vidic'ten yoksundu üstelik, ama Ferdinand kesinlikle çok iyi.

chiristianoronaldo

Tuesday, 22 April 2008

Devler Kümeye

Tuhaf bir sezon. İspanya'da Valencia ve Zaragoza, Fransa'da PSG, İtalya'da Parma ciddi biçimde küme düşme korkusu yaşıyorlar. Valencia Koeman'ı gönderdi, PSG ise başkanını değiştirdi. Zaragoza sezon başından beri sallanıyor, Parma yıllardır finansal problemlerle uğraşıyor. Hangileri düşer belli olmaz ama amaçsız kalınca bu kadar dibe giden takımı anlayamıyorum. En azından isimlerine yakışır bir şekilde oynamak zorundalar diye düşünülebilir. Farklı bir açıdan bakarsak ligleri oldukça kuvvetli ve bu durumda olmaları kötü formlarına bağlı. Bizim ligimiz gibi kalitesiz seviye ve tempoda maçlar yerine, çekişmeli ve zor maçlar, sürpriz sonuçlar daha fazla vuku buluyor. Sevilla 5 yiyebiliyor, ya da amaçsız Blackburn son anda puan veriyor son yılların en iyi United'ına. Takımlar bir maçta rakibine kök söktürüp diğerinde yerlerde sürünmüyor. Tüm bunları eleştirmek kolay, basit bir tespitten öte birşey değil. Çözüm önermek esas ilerleme olacaktır. Playoff oynatmak belki bir çözüm, ödenecek gelirleri marjinalleştirmek, kriterleri çeşitlendirmek başka bir öneri.

Owen, Owen, Owen

Emre Tilev'in anlattığı Almanya-İngiltere maçında bu slogan halini alan tekrar kazınmış aklıma. Almanlar hezimete uğrarken İngilizlerin parlayan genç yıldızı Owen golleri sıralıyordu. Liverpool'da bir efsaneydi o yaşta. İlerliyorlardı. Sonra neden bilinmez anlamsız bir Galacticos transferi gerçekleşti. Niye gittiğini o bile bilmiyordu. Çok güzel devam eden birşeyi nedense birileri bozmuştu. Galacticos'un anlamsız (spor adına anlamsız, ticari açıdan anlamlı) transfer politikası kendi kimyasını bozduğu gibi diğerlerini de zorluyordu. O saçma İspanya seyahati amaçsız kalınca Ada'ya geri dönmeye karar veren Owen sakatlıklarla boğuşurken, Alan Shearer'ı emekli eden Newcastle goller sonrası sağ elini havaya kaldırarak sevinecek bir efsane arayışında sona gelmişti. Siyah beyaz forma ona alışamadı başlarda. Ama nihayet Keegan geldi ve yine daha önce yaptığı şeyi yapıp Newcastle'ı biraz forma soktu. Tabii ki bunun olmasında en büyük pay sahibi Owen. 12 gole ulaştı, üstelik Newcastle'da, üstelik darmadağınık yapıdaki bu futbol takımında, üstelik sezonun yarısında oynamadan. Yeteneği onu hala terketmedi ve önümüzdeki sene kontratı sona eriyor. Shearer'ın yerini doldurmayı seçebilir, ki doldurması için çok fazla sebep var.

Monday, 21 April 2008

German Spiele

Bayern'in uzatma balı sürüyor. Bu ara nedense takıldım Alman takımlarının mücadelesine. Haftaiçi 5 attıkları Dortmund ile kupa finalinde karşılaştılar. Getafe maçının tersine son dakikalarda yıkılan Bayern oldu. Ribery bildiğimiz kadarıyla sağ açık oynuyordu eskiden ama artık forvet arkası serbest adam olarak görev alıyor. Hiç fena da sayılmaz. Luca Toni uzatmalarda yine numarasını yapıp golünü attı. Oliver Kahn son Almanya Kupası maçında kupayı kaldırma mutluluğunu yaşarken, son düdükle birlikte bütün takımın ona koşması kendisine duyulan saygının kanıtıydı. Takımda Lucio, Klose, Ribery, Ze Roberto gibi kariyerli birçok futbolcu Schumacher sonrası Alman futbolunun ikonu Kahn'a koşmaktan geri durmadılar.

Friday, 18 April 2008

Yeni Viera

Juve yeni Viera'sını bulmuş sanırım. Milan maçında, Sissoko'yu izleyince rahatlıkla söylebilirsiniz bunu. Korkusuzca topa girmek Benitez'in keşfi için doğal bir refleks. Tıpkı Viera gibi ince uzun bir fizik. Onun kadar hızlı, teknik, top hakimiyeti yüksek. Viera'nın son zamanlardaki kontrolsüzlüğü şu an onun heyecanında şekil alıyor gibi. Savunmada kuvvetinden biraz tasarruf edebilirse, hücumda da etkili olacaktır. Siyah beyaz forma gerçek yıldızlara önümüzdeki sene kavuşacak, ama şimdiden orta saha zindeliğini yakalamış görünüyor.

Thursday, 17 April 2008

Daniel

İspanya Ligi özetlerini izlerken gözüme takıldı. Adam sağ bek. Savunma yapmak yerine hücuma çıkmayı tercih ediyor çokça izlediğimiz üzere. Ama sağ kanattan ceza yayına atılan korneri yumuşakça önüne alıp sol ayakla kavisli bir vuruşla, üstelik çok sert, ağlara gönderince ne kadar özel bir adam olduğunu tekrar kanıtladı. O geç vakitteki anlamsız futbol peşindeliğine anlam kattı resmen. Uğur Boral onu üzdü biraz ama biz teşekkür edelim Alves'e ... Görüntü kötü de olsa hiç izlememekten iyidir.

NBA'de Playoff Zamanı

NBA_2996

  • Denver - Los Angeles (Lakers en son Popovich tarafından methedildi. Üstelik savunmasıyla. Şu an herkes onlardan kaçıyorken, Denver yanlış bir yerde. Ama kimbilir, the Answer hala yaşıyor ...)
  • Dallas - New Orleans (Nowitzki Lakers ile eşleşmek istemediklerini, bu nedenle vaziyetten memnun olduklarını söyledi. Chris Paul bu sene boşuna üst sıraları kovalamadıklarını ispatlamak isteyecektir. Kidd karşısında kendini ne kadar geliştirecek heyecanla bekliyorum.)
  • Phoenix - San Antonio (Son şampiyon Shaq'e karşı. Nash - Amare - Shaq Duncan'ı durdururlarsa şaşırmam, çünkü o eski hava ve konsantrasyon Spurs'ten uzaklaştı.)
  • Utah - Houston (Utah 4. sırada ama 5. Houston'ın galibiyet sayısı fazla ve saha avantajı onlarda. Bence Utah'ın hiç şansı yok, tabii T-Mac yine çıtkırıldım sakatlık çıkarmazsa.)

NBA_2995

  • Washington - Cleveland (LeBron 2 senedir bu eşleşmede galip, Arenas Cleveland'ı istiyordu, istediği oldu ama Charles Barkley Washington'ın aklından şüphe duyuyor bu eşleşmeyi istedikleri için.)
  • Toronto - Orlando (Çok zevksiz geçecek gibi.)
  • Philedelphia - Detroit (76ers'ın hiç şansı yok.)
  • Atlanta - Boston (8 senelik playoff hasretine son veren Atlanta bu seneki son maçlarını yapacak.)

Tuesday, 15 April 2008

96 Brothers

Liverpool-Blackburn maçı öncesi saygı duruşu yapıldı, 1989'daki Liverpool-N.Forest FA Cup yarı final maçında ölen 96 Liverpool taraftarı için. Tribünlerin saygıyla andığı bu insanlar şu an İngiliz futbolunun ve daha doğrusu Premier League'in geldiği noktada çok önemli paya sahipler. O sıralar çok önemli bir yere sahip olan Hillsborough, Sheffield stadı bu maça ev sahipliği yapacaktı. Liverpool taraftarına daha küçük bir yerden giriş hakkı verilmişti. Kimilerine göre polisin, kimilerine göre biletsiz stada girmeye çalışan taraftarların hatasından, tribünler dolmuş olduğu halde stada dar bir koridordan girmeye çalışan ve bunun sonucunda yaşanan izdihamda sıkışıp ölen 96 kişi. Şu an dünyanın en popüler liginin bu hale gelmesinde pay sahibi. Sadece 6 dakika oynanan bir maç ve ardından hazırlanan raporlar (Taylor Report) sonrası İngiltere'de maçlarda oturmak ve tribün tellerinin kaldırılması zorunlu hale getiriliyor. Liverpool her büyük hikayede yer alan efsanevi bir kulüp. O kötü günün 19. yıldönümündeki bu maçta Gerrard'ın golü ve Santa Cruz'un volesi futbol adına güzel anlar.

Monday, 14 April 2008

Forma Savaşı

Ronaldinho'nun Milan'a gideceği konuşuluyor şu sıra. Bu haberler çıkmışken Moratti de bulaştı olaya. Milan görüşmeleri iyi götürüyor ama biz son sözü söylemeden bu iş bitmiş olamaz diye ortalığı kızıştırmaya başladı. Geçen sene de Suazo transferinde benzer bir çekişme yaşanmış ama oyuncu Inter'i tercih edince Moratti mutlu mesut havasını atmıştı.

Bu söylentiler bir yana dursun, başka bir sorun daha var bu transferde. Milan'da 10 numarayı şu an Seedorf giyiyor. Rui Costa'dan devralmıştı formayı. Daha futbolu bırakacak gibi durmuyor, üstelik çok iyi oynuyor ve Ronaldinho transferinden mutlu olsa da forma benim demekten geri kalmadı. Açıkçası Ronaldinho'nun 10'dan farklı bir numara giymesi hoş bir etki yaratmaz. Sponsorlar buna izin vermeyecektir. Seedorf ise belki de o formayı Milan'da en fazla hakeden isim. Aynı sorun aslında Sheva için de geçerli. 7 numara şu sıralar genç yıldız Pato'da. Bakalım Milan bu forma savaşından nasıl galip çıkacak?

Kobe for MVP!

Zaten şanslıydı MVP yarışında ama bu hareket sonrası tek geçmek lazım kendilerini. Gerçek - reklam karar sizin. Just do it!

Saturday, 12 April 2008

Bundesliga

Premier League varken kimse Bundesliga'yı tercih etmez herhalde. Ama bu maçın Alman Ligi kriterlerine göre değişik olacağı belliydi. Aynı anda Bremen - Schalke ve Tottenham - M'Boro maçları vardı tvde. İyi ki Bundesliga'yı tercih etmişim. Schalke Katalunya seyahatinde belli ki yorulmuş. Halil'i hiç bu kadar bencil görmemiştim. Ayağına gelen bütün atakları zorladı, arkadaşlarıyla topu paylaşmadı ve sonuca da gidemedi. Hocası da sonunda ona dayanamayıp dışarı aldı ama çok geçti. Diego inanılmaz oynuyor. Haftaiçi Daum'un Alex ve Diego için söyledikleri yersiz değil. Gerçekten çok yaratıcı oynuyor, yüksek pas yüzdesi, şık çalımlar, bitirici şutlar. Her golde biraz payı vardı. Maçın başında ve 2-1 iken Schalke çok zorladı maçı ama biraz Halil biraz beceriksizlik bir türlü sonuca gidemediler. Bremen ise neredeyse her ciddi atağını gol yaptı. Bundesliga dikkatli izleyince hala heyecan verici.

W.Bremen : 5 - Schalke : 1

F.Baumann 19'
B.Sanogo 33'
K.Kuranyi 41'
M.Rosenberg 59'
I.Klasnic 76'
I.Klasnic 89'

Gomis

Son günlerde konuşulan isimlerden biri. St Etiénne'in 22 yaşındaki forveti bu sezon 13 gol atmış. Boyu 1.84 ...

Sayın Barroso Bizi Kurtarın

Pirinç, yüzde 100 zamlandı. Mercimek, yüzde 70. Fasulye, yüzde 160. Zeytinyağı, yüzde 133. Un, yüzde 70 zamlandı.

Pilav, 50 kuruş. Çorba, 50 kuruş. Kuru, 1.5 lira. Zeytinyağlı, 1 lira. Ekmek, bedava.

İlk fiyatlar, piyasadan. Öbürleri, Meclis lokantasından. Evet, enflasyon tek hane ... Ama Meclis’te!

Onlar 2 senede emekli. Bizi 65’te yapıyorlar. İlaç ve tedavi parası ödememek için kendilerini "gazi" ilan ettiler. Memura yüzde 2 verirken, kendi maaşlarına yüzde 50 zam yapıyorlardı, son anda yakalandılar ... Vergilerimizle alınan kontörleri, çocuklarına dağıtmışlar.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, hazır gelmişken, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Barroso’dan rica ediyorum ... Bizim millet olarak etkimiz yok, sizi dinlerler. Malum, egemenlik sizin ... İlla bir reform yapacaksak, önce Meclis’te reform yapılsın ... Avrupa Birliği parlamentolarındaki "etik" kurallar, bize de getirilsin. Çok şey istemiyoruz ... Gariban ülkeyiz, haddimizi biliyoruz; Alman’la, Fransız’la, İspanyol’la eşit tutulmayı talep etmiyoruz ... Anayasamızda bulunan "eşitlik" ilkesi gereği, milletvekillerimizle "eşit" olmak istiyoruz. Hepsi bu. Lütfen.

Yılmaz Özdil, 12.04.08, Hürriyet.

Che, Fidel ve Golf

Friday, 11 April 2008

Villa to the Blues

David_Villa

David Villa, Drogba ve Sheva'nın yerine Chelsea yolunda. Anelka'nın ekürisi olabilir. Ücreti mi? 20 milyon €. Bereket versin.

Chevtchenko

pic522

Bu Fransızlar komik adamlar. France Football'a göre Shevchenko'nun yazılışı ...

Retour à Milan ? Andrei Chevtchenko serait visiblement à nouveau le bienvenu la saison prochaine au Milan AC où il a déjà passé sept saisons (un scudetto et une Ligue des Champions) avant de rejoindre il y a presque deux ans Chelsea où ses prestations ont été presque constamment fantômatiques. C'est en tout cas l'avis de l'actuel entraîneur rossoneri Carlo Ancelotti : "J'ai parlé avec Chevtchenko et il m'a dit qu'il souhaitait revenir à Milan. Son fils a probablement perdu son italien et souhaite revenir. Il est faux de dire que je ne veux pas de Chevtchenko, j'ai juste dit qu'il avait des qualités similaires à celles de Pato, mais ils pourraient facilement jouer ensemble." (Avec AFP).

Pegasus

harun erdenay_1

Babadan kalma bir yetenek olabilir diye bakıyor insan Kemal Erdenay'ı hatırlayınca. Vardır mutlaka etkisi ama onu aktif spor hayatında izlerken hayranlık duymayan çok azdır. İnanılmaz bir şutör ve harika bir stil. Uçardı gerçekten, boşuna almadı o lakabı. Jübileyi yapmıştı ama duygusal sebeplerle İTÜ için ter döküyor bu ara. Playoffta onun basketiyle galip gelip çeyrek finale çıktılar. Kimbilir belki yine izleme şansımız olur ulu insan Harun Erdenay'ı. Hiç bırakmasın basketbolu.

1/8

Cüneyt Erden'in çeyrek final maçındaki 3 sayı yüzdesi. Tek üçlüğünü son saniyelerde takımı 2 sayı gerideyken buldu. İşte buna istatistik denir.

041207_13b

Ama GS sonuna kadar maçı haketmişti. Maça ilk beşte 5 Amerikalı ile başladılar. Çok dinamik bir savunma favori gösterilen BJK'yi strese soktu ve ivme kazanmalarına engel oldu. Murat Özyer BJK'nin maç boyunca patlama yapmasına hiç izin vermedi. Ataman oyuna ancak sonlara doğru etki edebildi. BJK ilk kez öne geçtiğinde maçın bitimine birkaç dakika kalmıştı. Yine de faul sıkıntısına giren uzunlarına rağmen GS bırakmadı maçı ve BJK'nin kupayı alacağız söylemlerine son noktayı koydu. Nereye kadar gider sarı kırmızılılar belli olmaz ama dün gece hakeden kazandı diyebiliriz. Ayrıca şuradaki "Did You Know" kısmı da ilginç, göz atmakta fayda var.

Luca Toni

Çok seviyorum bu adamı. 26 yaşına kadar İtalya 2. Ligi'nde sürün, sonra milli ol, Bayern'de tavan yap. Tipik İtalyan desem değil, Alman gibi biraz. Dün akşamki Getafe rövanş maçında yaptıkları ondan başkasının imzasıyla çıkmazdı ortaya. Biraz acıklı oldu kabul ama Abondanzierri hediye etti turu. Daha ilk dakikalarda takımın en büyük yıldızı De La Red kırmızı gördü. Bayern salladı biraz rakibi. Contra çıktı sahneye. Sağ bek Romen ilk maçtaki gibi golün buldu. Zaten ancak böyle bir gol atabilirdi Getafe, golcüleri de 30'lu dakikalarda sakatlanmıştı malum. Kendi sahasından aldığı topu 1 yarı saha ve 3 kişiyi geçip futbol kariyeri bitmek bilmeyen Kahn'ın koruduğu kalenin tavanına çakıverdi.

13195924_Oliver_Kahn

Dalga geçiyorlardı son anlara kadar. Bayern düzensiz bastırıp, oyun kuramayınca artık mucizelere kalmıştı işi. Eee tabii ki mucize oldu. Ribery, Luca Toni'nin zorladığı defansın kafalarından seken top önüne düşünce affetmedi. Köşeye zımbaladı. Uzatma için maç başlayana kadar zap yapma gafletinde bulunan herkes Getafe'nin 3 dakikadaki 2 golünü göremedi. Evet dakika 93, skor 3-1. Herşey bitmiş gibiydi. Laudrup kenarda gülücükler saçıyordu.

25065

Bayern dengesini kaybedip sadece doldur - boşalta başlamıştı ki, Abondanzierri elinden bir topu kaçırınca Toni ayağıyla dürtüverdi ağlara doğru. Arjantinli can verince Almanlara sol kanat ortasında defanstaki kısa boylu rakibini alaşağı etti Toni. Koydu kafayı köşeye. İşte o an herşey bitti. Haketmemiş gibi görünebilir Bayern ama 4 numaralı Belenguer futbolu biraz sinsi oynadı. Onun dışında herşey doğruydu. Adaleti yoktur işte futbolun. Güzelliği burada ...

Thursday, 10 April 2008

Shaq'lı Phoenix

Ahmet Çakar demişti zamanında bu Shaq oyuncu değil diye. Komik insan. Dün gece Phoenix Spurs'ü yenip galibiyet sayılarını eşitleyince aklıma geliverdi. Miami'ye transfer olunca gör bak hiçbirşey yapamayacak diyordu Gürcan Bilgiç'e. Duncan'ın domine ettiği bir ligi paralize edebilecek tek insan yaşlı kurt Shaq. Amare ile beraber biraz tehlikeli oluyorlar tabi. Bir de onlara durmadan çılgın paslar veren Nash olunca iyi bir galibiyet yüzdesi kaçınılmaz. Shaq öncesi de iyilerdi ama küçük devin bırakmadan önce son kez bir efsane yaratma isteği onları biraz yukarı taşıyor. Batı'daki tablo herşeyi anlatıyor zaten. Phoenix 53-26 ile 6., New Orleans 55-23 ile 1. sırada. Aradaki takımlar San Antonio, Lakers, Houston, Utah. Doğu'nun lideri Boston 62-16 ile lider. Batı playoffları finale kadar muhteşem maçlara sahne olacak.

Kırmızı ve Mavi

12958856tm0

Sporda forma rengi kırmızı olan takımların istatistiksel olarak daha başarılı olduklarını bir ara yazmıştık. Bu efsane devam ediyor. CL çeyrek finalinde yer alan 8 takımdan 4'ü kırmızı diğer 4'ü mavi renkler taşıyordu diyebiliriz. Mavilerin 2'si kaybetti, kırmızılar ise birbirleriyle karşılaştıkları için 2 fire verdiler. Sonuçta şu an durumlar eşit. Tabi Barça'yı kırmızıya mı maviye mi koysak bilemedim. Finali de kırmızıların oynaması bekleniyor. Umarım maviler sürpriz yaparlar, ama Rijkaard bu ahval ve şerait içinde CL kupasını kaldırırsa Barça'nın beyaz mendillerini sorgulama vaktidir. Tabii 125 milyon euro fiyat biçilen Ronaldo müsaade ederse. Bu kupanın sonucunu şu an Messi'nin yokluğunda en fazla etkileyebilecek adam o. Dün gece Ferguson onu yanında dinlendirirken, Roma lehine penaltı çalındığında neler hissetti acaba? De Rossi kaçırınca biraz rahatlamıştır. Sonra Tevez atmış golünü. Tevez'in kafa golünü uzun zamandır görmediğim bir biçimde atması "Güney Amerika diyarları ne sulak araziymiş!" dedirtti bana. Özlüyor insan eski tarz kafa gollerini. Çünkü şimdilerde moda sert ortalara bir şekilde dokunmaktan ibaret. Totti olsaydı bu tur daha çekişmeli geçebilirdi. Kafasını tek kullanan Man U ve Tevez olmazdı o durumda. Gelelim sonuca, Liverpool'u çok sevsem de, artık finale çıkmasalar üzülmem doğrusu. Alışkanlık yaptı Benitez malum. Bir kırmızı bir mavi güzel olabilir. Görelim kim kazanacak. Ama dün gece benim tercihim maviydi!

Wednesday, 9 April 2008

Torino Derbisi

med_1373_83

GS'de Tufan ve Hüseyin büyük ihtimalle oynayamayacak. BJK daha şanslı görünüyor. İki takım da haftasonu lig maçlarını kaybetti.

10 Nisan Perşembe
Beşiktaş Cola Turka - Galatasaray Cafe Crown
DKV Joventut - Pamesa Valencia

11 Nisan Cuma
Dinamo Moskova - PGE Turow
Akasvayu Girona - Unics Kazan

The End

Üst düzey macera dün akşam Stanford Bridge'de nafile çabalarla son buldu. İlk 11'e koymayı hayalimizde göreceğimiz bir sürü adam rakibin yedek kulübesinde otururken sahada dengeli bir maç ve cesur insanlar görmek sevinç verici bir tecrübe oldu. Taca çıkan topların sahaya dönmeyişi, gergin tribünler, kopmayan maçın heyecanı güzeldi. Rakip ceza sahasına giremememiz, Uğur'un yaratıcılığına geç kavuşmamızdan belki de. Alex'in kendini geriye çekmek zorunda kalması ev sahibinin müthiş savunmasından kaynaklansa da Semih ve Kezman'ın aslında bir Drogba kadar etkili olamamasıydı gerçek sebep. Herşeye rağmen 1-2 pozisyon geldi ama değerlendiremedik. Kazım ve Deivid bekleri yalnız bırakıp maçı ileri taşıyamadılarsa aslında bu biraz da rakibin üstünlüğüyle pasifize olmalarındandır. CL'nin asist kralı tek bir etkili duran top kullanamadı ve nihayetinde golsüz kalmak aslında tursuz kalmaktı. Güzel bir deneyim oldu. Takımı dağıtmadan üzerine eklemek mümkün olursa eğer aynı seviyelerde yarışmak da mümkün olacaktır. Takımın en önemli silahından 2 maçta da yararlanamamak yerine koyacak kimse olmayınca acı verici oluyor. Yine de güzeldi. Ama bu rakibin bu kupayı kaldırması sürpriz olur, çünkü Liverpool ve diğer yandan Man U kırmızı rengin şu an maviden daha iyi olduğunu söylüyor. Barça ise gerçek bir sürpriz. Torres'in etkinliğini gördükten sonra neyin eksik olduğu apaçık ortada. Aynı şekilde eledikleri Arsenal'in nasıl bir forvet hattı var herkesçe malum. Man U'da Rooney, Tevez, Saha, hatta Ronaldo. Diğer tarafta Messi, Eto'o, Henry, Ronaldinho. Bir de bu takımlara dün akşamki gibi bir savunma ekleyince adınız G14'e girmekte zorluk çekmiyor. Bir dönem parlayan Lyon gibi olmamak için bu takımlar kadar iyi şekillenmek gerçeğini unutmamalı insan. Terry'nin sade oyununu, Essien'in sağ bekten ortaya geçince oyunu değiştirmesini, beğenmediğimiz Grant isminin şu an yarı finalde ve Premier League'in takipçisi konumunda olması bazen duyguların farklı gerçeklerin önüne geçtiğini gösteriyor. Yine de olabilirdi. Bir üst tur çok uzak değil, başa baş bir turdu. Alınacak çok yol var. Ve umarım bu seneden sonra tek takımla değil.

Teknik Direktör

19785

Bu kavramın da içini boşaltmayı becerdik. Sporda kurumsallık gerekli mi tartışılır, amatör ruhun yaşaması adına. Ama biraz düzen gerektiği kesin. Blatt playofflar yaklaşırkentakımından ayrıldı. Yılların istikrar abidesi Efes Pilsen bu sezonki (aslında uzun süredir devam ediyor) yönetim beceriksizliklerinin faturasını koçuna kesti. Sezon içerisinde yaşanan skandal Partizan maçının yanısıra takımın iyi sonuçlar alamaması, istenen performansa ulaşamaması, üstelik yabancı transferlerinin çokluğuna rağmen takımı ileri taşıyamamaları Blatt için zor anları beraberinde getirdi. Ama Efes sabır için en doğru yer diye düşünürken şaşırdık. Son birkaç yıldaki başarısızlıklar sanırım kulübü ve prensiplerini yıprattı. Feldkamp'ın gidişine benzer bir durum aslında. Gelenekleri olan kulüpler her zaman saygı görmüşlerdir. İstikrarlı çizgi başarı getirir getirmez çok önemli değil ama burası öyle bir ülke ki ani heyecanlarla alınan kararlar bile etkili olabiliyor ve iyi sonuçlar getirebiliyor. Bu sonuçlar da yöneticilere bu yanlış hareketleri yapmaları konusunda cesaret aşılıyor. Efes Aydın Örs sonrası iyi götürdüğü jenerasyonu artık tüketti ve çıkış için Blatt aslında flaş bir isimdi. Bu ayrılık Efes'i daha çok dibe sürükleyecek diye düşünüyorum. Blatt yoluna devam edecektir.

Tuesday, 8 April 2008

Kaza

400x400_RicardoCarvalhoNew2

Carvalho böyle demiş ilk maç için. Kaza! Belki de sezonun en iyi futbolunu oynadıkları maçtı. Ve kaybettiler. Çok daha kötü maçları kazandılar. Bu akşamki maçı kazanmaları için bir iyi oyundan öte şansa da ihtiyaçları olacak. Sevilla'nın yaşadıklarını yaşamak istemiyorlar. Zico'nun ilk maç öncesi yaptığı hücum açıklaması oyununa gelmemişlerdi. Aynı taktiği sürdürüyor Beyaz Pele. Hücum futboluyla buraya kadar gelmişken Chelsea'nin çok iyi bir savunma takımı olması korkutmuyor Zico'yu. Ama İngilizler de Carvalho da korkmuyor. Maçı ve turu geçeceklerinden eminler. Böyle düşünmekte haklılar da. Geçememeleri sürpriz olur. Ama bu sürprizi çok fazla takıma yaşattı bu sene Fenerbahçe. Rakibi panik anlarında iyi yakaladı. Sevilla'da maç 3-1 iken hücumlarına engel olamadı İspanyol takımı. İstanbul'da ilk maçta Jimenez gibi panikleyen Grant ve oyuncularına jenerik gollerle üstünlük sağladılar. Şimdi bu sezonun en zor maçı yaklaşıyor. Yaklaşık 9 saat var. Londra'da hava kötü. Tek iyi haber Cech oynamıyor. Muhtemelen ilk maçın aksine sağ bekte Essien değil Belletti olacak. Bu da avantaj. Son maçların kötüsü Uğur bu maçı beklemiş olabilir. Herkes gibi bence de kaybedecek hiçbir şey yok. Ama kazanacak çok şey var.

Zico11